Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Neden laik olmalıyız
09/11/2010
Neden laik olmalıyız


İNSANLIK, “laiklik” dediğimiz ilkeyi, “dindarlara eziyet edilsin” diye, “üniversite kapısında türbanlı kovalansın” diye icat etmedi.

“Laiklik” ilkesi, din ve siyaset münasip bir çizgi ile birbirinden ayrılsın diye icat edildi.
Evet, evet...
Din ve siyaset münasip bir çizgi ile birbirinden ayrılmalıdır.
Çünkü bu yapılmazsa...
Yeni Akit Gazetesi’nde yazan Prof. Şaban Şimşek’in söylediği gibi olur: “Cemaatler, devlette yer kapma savaşına girer”.
Yani... Din kullanılarak siyasi rant elde edilir.
* * *
Cemaatlerin devlette yer kapma savaşı, savaşların en tehlikelisi ve en ahlaksızıdır.
Bu savaş şöyle yürütülür:
Diyelim ki...
“Nakşiler” biraz kazanım elde ettiler... “Menzilciler” hemen “Bize yok mu?” diye harekete geçerler.
Diyelim ki...
“Fethullah Gülen Cemaati”, iktidarla biraz fazla içlidışlı olmaya başladı... “İsmailağa” hemen somurtmaya başlar.
Hedefi “devlette iki kadro fazla elde etmek” olan cemaatçi, bu hedefe ulaşmak için Müslüman kardeşinin ayağına çelme takmaktan kaçınmaz.
Bu ilkesiz savaşta “cemaatsiz Müslüman” da gümbürtüye gider.
O zavallı arada kaynar ve hiçbir şey elde edemez.
* * *
Ey “laiklik” ilkesini “üniversite önünde gariban türbanlıları kovalamak” olarak algılayan “yüzde 42”!
“Laiklik” ilkesi, asıl işte bu ahlaksız, nizamsız, ilkesiz ve tehlikeli savaşı önlemek için şarttır.
“Laiklik”, toplumu bu tür cemaat savaşlarından korumak için gereklidir.
Bırakın “laiklik” adına “üniversite kapısında türbanlı kovalama” yarışına girerek toplumun önemli bir bölümünü laiklikten nefret ettirmeyi de...
Şu ahlaksız ve ilkesiz savaşı mesele edinin.
Mesele edinin de “laiklik” ilkesinin asıl neyi koruması gerektiğini başta dindarlar olmak üzere bütün toplum anlasın.

Süheyl Batum’u sandıkta göreceğiz

BAZI hukuk adamlarımız, kısa bir süre öncesine kadar şu işe yarıyorlardı:
“Sandıkta yükselme potansiyeli olan rejimin hoşlanmadığı siyasetçilerin önünü, antidemokratik yasaları yorumlayarak kesmek”.
Rejimin hoşlanmadığı bir siyasetçinin sandıktan zaferle çıkma potansiyeli mi var?
Rejimin bekçisi konumundaki bu hukukçularımız, aslanlar gibi çıkarlar meydana, “şu yasa / bu yasa” diyerek o siyasetçinin önünü kesiverirlerdi.
“Yasa maddeleriyle sandığı mağlup etmek” diye nitelendirebileceğimiz eylemi başarıyla uygulayan hukukçuların şahlarından biri Sabih Kanadoğlu ise, diğeri de hiç şüphe yok ki Süheyl Batum’dur.
* * *
Ama geçti artık o dönem...
Süheyl Batum, artık kendisini sandığa adadı.
CHP’ye “Genel Sekreter” oldu.Yani artık, “şu yasa / bu yasa” diyerek ön kesmek yerine...
Sandıkta yarışarak, oy dilenerek, aslanlar gibi alanlarda çarpışarak, bileğinin hakkıyla, vatandaşı ikna ederek ön kesmek zorunda.
Yasa maddelerini eğip bükerek epey ön kesen Süheyl Hoca, bakalım sandıkta da ön kesmeyi başaracak mı?

Mahsun’un filmine neden ağır yüklendim

BEN de idare-i maslahat çekebilirdim.
Ben de diğer beğenmeyenler gibi, “Bazı eksikleri var ama Mahsun yine bir numara” diyerek eyyamcılık yapabilirdim.
Yapmadım, yapamadım.
Çünkü...
Birilerinin toplumun ruh sağlığını koruması gerekiyor.
* * *
Söylemek istediğim şudur:
Bir film, manşetlerde ve köşelerde orantısız gazlandığında...
Filme gidip beğenmeyenler, sinemadan kafayı yiyecek gibi çıkıyorlar.
Ve böylece “toplum sağlığı” açısından muazzam bir rehabilitasyon ihtiyacı doğuyor.
Yani...
Sinemadan beğenmeden çıkanlara birinin...
“Sakin olun dostlarım... Cümle âlem gaz verme yarışında değil. Bakın, sizin gibi düşünen biri daha var” demek gerekiyor.
Kısacası...
“Ağır yüklenme” olayına bir tür “sosyal sorumluluk projesi” gibi bakılsın lütfen.

Zorunlu bir açıklama

“İSTANBUL Aydın Üniversitesi Siyaset Akademisi” adına verilen gazete ilanlarında ismim, “Siyaset Akademisi”nde konuşma yapacak isimler arasında geçmektedir.
Katılımcılardan ücret de talep eden böyle bir organizasyonun içinde yer almam mümkün değildir.
İlanen duyururum.

Yıldırım’ın düş gücü

RADİKAL yazarı Yıldırım Türker, dünkü yazısında, “Oktay Ekşi vakası”ndan yola çıkarak hiciv ve küfür arasındaki ayrıma dikkat çekmiş.
Küfrü yeriyor, hicvi övüyor Yıldırım Türker...
Diyor ki:
“Hiciv, cesaret ve düş gücü ister.”
Bu güzel şeyleri yazdıktan sonra da tutuyor, şöyle bir cümle kuruyor:
“Gerçekte Türk mizahı dünya çapında olmadığı gibi Türkler mizah tüketicisi olarak da beş para etmez.”
E bu ne şimdi?
Hani mizah? Hani ince zekâ? Hani hakaretten kaçınma?
Pardon ama yüksek düş gücü, “Türkler mizah tüketicisi olarak da beş para etmez” önermesinin neresinde gizli?
Ayrıca...
“Türk mizahı dünya çapındadır” diye böbürlenmek yanlıştır da, “Türkler mizah tüketicisi olarak da beş para etmez” türü bir aşağılama doğru mudur?

Resimli Tayyip Erdoğan tarihi

-  Tayyip Erdoğan Pınarhisar Cezaevi’ndeyken başından geçen harikulade olaylar...
-  Tayyip Erdoğan’ın Kasımpaşa’dan mahalle arkadaşlarının maceraları...
-  Tayyip Erdoğan, askerde kendisine iyilik yapan Alevi onbaşıyı unutmadı.
-  Tayyip Erdoğan, “Başbakan olursan bizi unutursun” diyen dava arkadaşına başbakan olunca ne yaptı?
-  Tayyip Erdoğan’ın futbolculuk anıları...
* * *
Madem gazetelerimiz bu türden haberlere fazla meraklı... O halde her gazete “Resimli Tayyip Erdoğan tarihi” diye bir bölüm açsın, olsun bitsin.



852 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat