Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Bir uyanık: Jet Fadıl
31/01/2012
Bir insan...
- Eski dümenlerini bu kadar kolay bir şekilde unutturmayı başarıyorsa...
- Manzarası Esenler Otogarı ile Toptancı Hali olan 7 yıldızlı bir oteli “eşi benzeri yok” diye pazarlayabiliyorsa...
- Henüz ortada olmayan bir otelin sözde saray yavrusu odalarını devre mülk yöntemiyle satmayı başarabiliyorsa...
- Onca alavereden sonra dindarlar arasında hâlâ güven veren bir unsur olmayı başarıyorsa...
- Ekonomik açıdan kuşku uyandıran vaatlerini, bu kadar kolay bir şekilde yutturuyorsa...
Uyanıktır tabi...
Ama benim “Jet Fadıl”a “uyanık” dememin temel nedeni bunlar değil...
* * *
“Jet Fad›l” çok uyanık bir adam...
Çünkü:
Hiç kimse yeni dönemin ruhunu “Jet Fadıl” kadar çözemedi.
“Jet Fadıl”ın “Caprice Gold Palace” adını verdiği yeni girişiminin reklam kampanyalarına şöyle bir baktığımızda gördüklerimiz şunlardır:
- Bir tarafta Cüppeli Ahmet Hoca...
- Bir tarafta Tanju Çolak...
- Bir tarafta Şehzade Harun Efendi...
Bu üç ismin bir araya gelmesinden şöyle bir sentez çıkıyor:
“Mehter marşı eşliğinde ehlisünnet vurgulu bir lümpenliğin dışavurumu”.
İşin içinde...
“Altın tutkusu” var. “Saray özentisi” var. “Futbol sevgisi” var. “Ehlisünnet” var. “7 yıldız aşkı” var.
“Fatih Sultan Mehmet” var. “AK Partili belediye” var. “Esenler Otogar ” var. “Üç kule üzerinden üç kıtaya hükmetmiş atalar vurgusu” var. “Zengin Müslüman havası” var. “İsraf” var. “Dua” var.
“İslami şatafat” var. “Hapislere düşmüş âlim teması” var. “Yeni bir para toplama stratejisi” var.
Kısacası var oğlu var.
Ne çıkar bütün bunların toplamından?
Ne çıkacak?
“Yükselen değerler” çıkar. Ondan da önemlisi...
“Yeni dönemin ruhu” çıkar.
* * *
İddia ediyorum:
Bin Şerif Mardin bir araya gelse...
“Jet Fadıl”ın yeni dönemin ruhuna dair yansıttığı şu sentezi mümkün değil yansıtamaz. “Jet Fadıl”ın asıl uyanıklığı işte buradadır.
 
Ünal Aysal nükte yapmış
 
BİR siyasi partiyi desteklemek, o siyasi parti adına yapılan her türlü açıklamayı desteklemeyi gerektirir mi?
Teorik olarak gerektirmez.
Ama bizde bu teori işlemez.
Bir siyasi parti sözcüsü, vahim bir gafa imza attığında “bizim partinin sözcüsü de baltayı taşa vurdu” diyen bir partiliye rastlayamazsınız.
* * *
Siyasette durum böyle de futbol da farklı mı?
İşte bakın:
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Başbakan’ın gazabından korunmak amacıyla açıkça Galatasaray taraftarının tamamının AK Parti’ye oy verdiğini söyledi.
Biz de bunun üzerine inceden kafamızı bulduk.
Vay sen misin kafa bulan!
Bazı Galatasaray taraftarları, “sen bizim başkanımızın yaptığı nükteyi anlamamışsın” diye laf saydırmaya başladılar.
* * *
Galatasaraylı olmak, Galatasaray adına konuşanların taşa vurdukları baltaya bilemek için çaba sarf etmeyi gerektirmez.
Başkanlar da gaf yapar.
Başkanlar da alttan alır.
Başkanlar da lüzumsuz bir yaranma duygusu içine girebilirler.
Bu durumda...
“Ama sözün gelişi söylemişti” ya da “ama nükte yapmıştı” denilerek tevil yapmaya çalışmak yerine...
“Bizim başkan da baltayı taşa vurdu” denir.
Böylece “Başkan”ın bir daha baltayı taşa vurmamak için özen göstermesine vesile olunur.
 
Oğuzhan Asiltürk’ün Ergenekon çıkışı
 
MİLLİ Görüş’ün Erbakan’dan sonra bir numaralı ismi haline gelen Oğuzhan Asiltürk, ordunun içindeki anti-Amerikancı unsurların Ergenekon bahanesiyle tasfiye edildiğini söylemiş.
“Ordudaki Amerikancılar” olduklar yerde duruyor, “Ordudaki anti-Amerikancılar”ı ise zindanlara dolduruyorlarmış.
Zindanlardaki askerler kahramanmış.
Peki ya darbe girişimleri? Peki ya “Balyoz” falan?
Oğuzhan Bey’e göre hepsi hikâye imiş...
* * *
Bu konuda iki şey söyleyeceğim:
 
BİR: Türk Silahlı Kuvvetleri tıpkı Refah Partisi iktidarından rahatsızlık duyduğu gibi AK Parti iktidarından da fena halde rahatsızlık duydu. AK Parti iktidara geldiğinde Refah Partisi’ne ne yaptılarsa aynısını yapacaklardı . Ama AK Parti güçlü geldi, askerlerin üzerinden oyun
kurabilecekleri bir iktidar ortağı yoktu, uluslararası konjonktür AK Parti’den yanaydı ve AK Parti en başta işi sıkı tuttu. Yoksa “irtica paranoyası” ile AK Parti’ye çektireceklerdi. Darbe planları
bunun göstergesidir. 27 Nisan bildirisi bunun göstergesidir. MGK’da sıkıştırma gayretleri bunun göstergesidir. Bugün “içerideki” askerler, “anti-Amerikancı” mıdır bilmem ama “anti-irticacı ” olduklar kesindir.
 
İKİ: “Ordudaki Amerikancılar” ya da “Ordudaki anti-Amerikancılar” şeklinde yapılan ayrımların hiçbir geçerliliği yoktur. Çünkü “Ordudaki Amerikancılar” kimdir, hangi tutumu almışlardır da bu sıfatı hak etmişlerdir, ordunun ne kadarını temsil etmektedirler gibi sorulara yanıt verilemez.
 
Tıpkı “anti-Amerikancılar” iddiasıyla ilgili benzer sorulara cevap verilemeyeceği gibi... Oğuzhan Asiltürk de zaten bütün tezini bu “cevap verilemezlik” üzerine kuruyor. Oysa “kimi kastediyorsun ve kastettiklerinin Amerikancılığı ya da Amerikan karşıtlığı hakkında örnek ver” desen söyleyecek bir şey bulamayacak.
 
‘Tutuklanacaksın’a dair çeşitlemeler
 
- Biri bana “tutuklanacaksın” dediğinde bende zerre kadar korku duygusu yaratmıyor, sadece ağır bir tiksinme duygusu yaratıyor.
- “Tutuklanacaksın” diyenle meşgul değilim ben... “Tutuklanacaksın” dedirtebilen ortamla meşgulüm.
- Bir ülkede birilerinin birilerine “tutuklanacaksın” diyebilmesinden daha vahim olan›, yargının bu yavşaklığa sesini çıkarmamasıdır.
- Herhangi biri hakkında “o tutuklanacak” dendiğinde, kimsenin aklına “peki suçu ne olacak” sorusu gelmiyorsa koy ver gitsin.
- Birilerinin herhangi bir gerekçe göstermeden “tutuklanacaksın” diyebilmesi, şu anda tutuklu bulunanlar n tutukluluk gerekçelerini göçertir.
 
Baykal’ın kasedi 
 
CHP’de muhalif kanadın elinde “Baykal’ın kasedi” diye bir oyuncak var, oynayıp duruyorlar.
Onur Öymen’e göre...
Baykal’ın kasetinin kaynağı Amerika imiş...
Şahin Mengü’ye göre...
Baykal’ın kasetinin arkasından CHP’li bir şerefsiz çıkabilirmiş.
Bütün bunlar...
İktidara yakın gazetelerde allanıp pullanıp manşet oluyor.
* * *
CHP’li muhalifler, iktidara yakın gazetelere manşet olacak nitelikte malzemeler verip partilerini yıpratacaklarına...
“Başbakan Erdoğan bu kasetin kaynağını bulacaktı, MİT’i görevlendirmişti, istihbarat birimlerini harekete geçirmişti... Ne oldu bu işin sonu?” diye sorsalar çok daha anlamlı bir iş yapmış olurlar.
 
 
Ahmet HAKAN
ahmethakan@hurriyet.com.tr
31 Ocak 2012 


915 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat