Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Tane tane yazıyorum: Türklüğü aşağılamadı
23/01/2012

- HRANT Dink Agos gazetesinde “Ermeni kimliğinin oluşumu”na dair sekiz bölüme yayılan uzun yazılar yazdı.

- Bu yazıların amacı şuydu: Ermenilerde oluşan Türk nefretinin Ermeni kimliğinin inşasındaki rolünü anlatmak.

- Hrant Dink, “Türk nefreti”nin Ermeni kimliğinin bir parçası haline gelmemesi gerektiğini, bundan kurtulmak gerektiğini ifade ediyordu. Kurtuluşun yollarını anlatırken şu ifadeyi kullandı : “Türk’ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni’nin Ermenistan’la kuracağı asil damarında mevcuttur.”

- Esasen Diaspora’ya sesleniyordu: “Türk nefretiyle kanızı zehirlemeyin” diyordu. Yani “zehirli kan” ile anlatmak istediği “Türk nefretiyle dolu zehirli kan” idi.- Yazının başına, ortasına, sonuna baktığınızda bundan başka bir anlam çıkmıyordu. Bı

rakın yazının başını, ortasını, sonunu... Yazının maksadına baktığınızda da meramın bu olduğu gayet netti.

- Fakat böyle anlamadılar. Anlamak istemediler. Sadece o cümleyi cımbızla çekip Hrant hakkında “Türklüğü aşağıladığı” gerekçesiyle dava açtılar.- Mahkeme, “Burada Türklüğü aşağılama yok” diyen bilirkişi raporuna rağmen bastı cez

ayı . Üst mahkemeye itiraz edildi. Yine bilirkişi raporuna üst mahkeme de bastı onamayı...- Bu süreç içinde Hrant’ın adı “Türklüğü aşağılayan Ermeni yazar”a çıktı. Gösteriler yaptılar.

Hedef gösterdiler. Tepindiler.

- Ve sonunda Hrant öldürüldü.

- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Hrant’a verilen ceza nedeniyle Türkiye’yi mahkum etti. Yani AİHM, Hrant’ın “Türklüğü aşağılamadığı” kararını verdi. Ancak Hrant, bu kararı göremedi.

- Hrant aleyhinde yapılan propaganda o kadar güçlü bir propagandaydı ki, kalleşçe katledilmesinin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen arkasından hâlâ “Ama o da Türklüğü aşağılamıştı” diye yazılıp çizilebiliyor.

Niye rahatsız oldun ki?

TARAF gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, Hrant Dink hakkında yazdıklarımdan rahatsız olmuş.

Faşistin, ırkçının, ulusalcının, çarpık mukaddesat anlayışına sahip muhafazakârın, Akit’in,

Sözcü’nün, Türüt’ün, beyaz berelilerin, sanal alemdeki cahil tosuncukların, Yavuz Bülent Bakiler’in, yeni dönemin muhbir tiplerinin, Aydınlık’ın, muhafazakâr medyadaki haset odaklarının rahatsızlıklarının nedenini tabii ki anlayabiliyorum.

Ama Yıldıray Oğur’un rahatsızlık nedenini anlamıyorum.

* * *

Yıldıray Oğur bana diyor ki:

“Emin Çölaşan senin gazeten Hürriyet’te Hrant’ı hedef gösterdi, sen şimdi ne desen boş.”

İyi de Yıldıray Oğur!

Emin Çölaşan benim gazetem Hürriyet’te yazıp çizerken senin gazeten Taraf’ın başındaki Ahmet Altan da bu gazetede yazıp çiziyordu.

Tarihleri bir kontrol et istersen: Ahmet Altan, Hrant’ ın öldürülmesinden önce de bu gazetede yazı yordu, öldürülmesinden sonra da...

* * *

Yıldıray Oğur bana diyor ki:

“Hürriyet’in altında Türkiye Türklerindir yazıyor, şimdi sen ne desen boş.”

İyi de Yıldıray Oğur!

Taraf’ın başındaki Ahmet Altan Hürriyet’te yazarken de o ifade Hürriyet logosunun altında yer alıyordu.

Ahmet Altan’ın bu gazetede yazdıkları bir kontrol et istersen, bir rahat- zlık ifadesi var mı ?

* * *

Yıldıray Oğur, bugün Ahmet Altan’a dönüp de...

“Ahmet Abi sen sus! Sen Emin Çölaşan’la aynı gazetede kalem oynatmış adamsın.”

Ya da...

“Ahmet Abi senin konuşmaya hiç hakkın yok, sen logosunun altında ‘Türkiye Türklerindir’ yazan bir gazetede yazı yazmış bir yazarsın” diyor mu?

Demiyor.

İşte bu nedenle anlamıyorum rahatsızlığını...

* * *

Bir de şu var:

- Diyelim ki ben geçmişte çok kötü, çok fena bir adamdım...

- Diyelim ki ben geçmişte şöyleydim ya da böyleydim.

- Diyelim ki ben tepki göstermem gerektiği zaman sustum.

- Diyelim ki ben içinde yer aldığım mecrayı yeterince eleştirmedim.

Ve şimdi tuttum “vicdanlı” yazılar yazmaya, Hrant’ı savunmaya, Dink ailesinin avukatlarıyla programlar yapmaya başladım.

İlkeli bir insan, Hrant’ı seven bir insan, ırkçılıkla hesaplaşmak isteyen bir insan böyle bir tekamülden neden rahatsız olur ki?

Eğer bundan rahatsız olunacaksa...

Taraf’ı yöneten Yasemin Çongar’ın 28 Şubat’tan bugüne sergilediği tekamül çizgisinden de rahatsızlık duyulması  gerekmez mi?

Müstahak olmak

NURİ Bilge Ceylan, Sinema Yazarları Derneği’nin (SİYAD) ödül törenine aşırı münasebetsiz kaçan bir kıyafetle katıldı .

Eleştiriler yükseldi.

Bunun üzerine...

Töreni düzenleyen SİYAD yetkilileri sırf Nuri Bilge’yi üzmemek için bin dereden su getirdiler:

- “Kıyafet zorunluluğu yoktu” dediler.

- “Onun gelmesi yeter” dediler.

- “Bu kadar büyük bir yönetmeni hırka nedeniyle eleştiremeyiz” dediler.

- “Ne yaps›n? O hırkayı çok seviyor” dediler.

* * *

Herhangi bir törene katı
rken kık kıyafete gösterilmesi gereken asgari itinanın gösterilmesi, en başta o töreni düzenleyenlere saygının ifadesidir.

Nuri Bilge’nin böyle bir saygıyı göstermemiş olması, saygısızlığa muhatap olanlarda herhangi bir üzüntüye bile yol açmamış görünüyor.

Ne diyelim?

“Müstahakmışsınız” desek olur mu?

Bakan karşılama törenleri

STADYUMLARDA düzenlenen 19 Mayıs törenlerine neden itiraz edildi?

- Hafiften ilkel kaçtığı için itiraz edildi.

- Eski anlayışlara yaslandığı için itiraz edildi.

- Modern dünyanın kutlama biçimlerine uymadığı için itiraz edildi.

İyi, güzel, hoş...

* * *

Fakat bir bakıyoruz Anadolu’nun dört bir tarafına...

Öyle bir “Bakan karşılama” törenleri yapılıyor ki, sanırsın şehre “führer” gelmiş. Uzun el sıkma kuyrukları, temennalar, soğukta dakikalarca bakan beklemeler falan...

19 Mayıs’ın stadyumlarda kutlanmasını “modern dünyanın kutlama biçimleri”ne uymadığı için kaldıranlar, alaturka “Bakan karşılama” törenlerinden milim rahatsız olmuyorlar.

Ondan sonra da...

“19 May s’la ilgili niyetimizi niye sorguluyorsunuz ki?” diye soruyorlar.

BENİM 90'LARIM

- Bosna ile Çeçenya arasında gidiş geliş...

- Cuma gösterileri nedeniyle Beyazıt Meydanı’nın kazanım alanı olması ...

- Sezen Aksu’nun ilahi söylemesi...

- Engin Noyan’ın Clinton için şarkı söylemesi...

- Şevki Yılmaz’ın VHS kasetlerinin son demleri...

- Arnavutköy Belediye Tesisleri’nin popüler olmas ...

- “Erbakan / Erdoğan / Gökçek” üçlüsü...

- “Belediye bürokratı” olgusunun doğması...

- Beyaz çorap...

- İlk tesettür oteliyle tanışma...

- Tetris...

- Şahsen saçları yandan ayırma ve simsiyah sakallar.

- Cem Özer’in aşırı laik çıkışları...

 

 

Ahmet HAKAN

ahmethakan@hurriyet.com.tr

23 Ocak 2012



838 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat