Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Enseyi karartalım
02/11/2011

DEPREMİN ardundan tüm yürekler bir oldu.
“Faşizme geçit yok” falan diye sevindik.
Umutlandık.
Ama bizde umut, pek uzun sürmez.
İşte bakın: Daha doğru dürüst enkaz bile kalkmadan “eski hamam/eski tas” vaziyeti ortaya çıktı.
* * *
Teröristler, bu kez Osmaniye’de ortaya çıktılar.
Uzun namlulu silahlarla, bir yurt binasının önünde görev yapan trafik polislerine ateş açtılar.
İki polisi şehit ettiler.
Bir polisi de ağır yaraladılar.
Sonuçta...
Yine kan, yine gözyaşı...
Başka bir şey yok.
* * *
Bu arada devletimiz de atakta.
KCK operasyonu kapsamında bu kez 70 kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlar arasında hepimizin yakından bildiği Prof. Büşra Ersanlı da var.
Tanıyan herkesin “ne cana kıydı, ne haram yedi” dediği biri Büşra Hoca...
Daha iki hafta önce Meclis’te başlayan yeni anayasa çalışmalarına BDP adına katılmış, AK Partili Ömer Çelik ve Burhan Kuzu gibi isimlerle aynı masaya oturmuştu.
* * *
Kısacası...
Terör de sürüyor, KCK operasyonlar da...
Bize ise enseyi karartmaktan başka bir şey kalmıyor.

Van için dev konser

Yavuz Bingöl öncülüğünde bir grup sanatçı, adını bir Van türküsünden alan “Gideriz Van’a oğru” adlı dev bir konser düzenliyor.
3 Kasım’da İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan konserin tüm geliri Kızılay aracılığıyla Van’a gönderilecek. İlginç bir nokta şu: Konser salonunun önünde TIR’lar bekletilecek. Konsere elenlerin yanlarında getirdikleri yardım malzemeleri, TIR’lara yüklenip o gece Van’a gönderilecek.
* * *
Gelelim konsere katılacak sanatçılara: Yavuz Bingöl, Zülfü Livaneli, Edip Akbayram, Suavi, Belkıs Akkale, Zara, Cengiz Özkan, Melike Demirağ, Mazlum Çimen, Volkan Konak, Erdal Erzincan, Yeni Türkü, Mazlum Çimen, Tolga Sağ, Kerem Alışık, Oktay Kaynarca, Sevcan Orhan, Onur Akın, Gülay, Deniz Oral...
Konserin en başında gazeteci Can Dündar, 1999 depreminde enkazdan sağ olarak kurtulan bir gençle birlikte hem bir konuşma yapacak, hem de kısa bir film gösterimi gerçekleştirecek. Konser, Zülfü Livaneli’nin bir şarkısının katılan bütün sanatçılar tarafından seslendirilmesiyle son bulacak.

En kötü 10 film

Madem “En İyi 10 Türk Filmi” belirlenmiş...
Bari ben de kişisel tarihime çok kötü darbeler vurmuş “En Kötü 10 Türk Filmi”ni belirleyeyim:
* * *
SARI TEBESSÜM: 80’li yıllarda bizim gibi yeniyetmelerin iflahını kesen bunalım filmlerinin başında gelir. Bu film yüzünden benim kendime gelmem epey zaman ald mesela.
BALANS VE MANEVRA: En kötüler arasına girmesine filmin yönetmeni Teoman bile itiraz etmez.
BÜYÜK YALNIZLIK: Ferhan Şensoy ile Sezen Aksu’nun bu filmi hatırlamak bile istemeyeceklerine adım gibi eminim.
ASANSÖR: Ağır Roman gibi “en iyiler” arasına giren bir filmi çeken Mustafa Altıoklar, bunu nasıl çekti?
ROMANTİK: Filmin yönetmeni Sinan Çetin için “hadi neyse” diyelim ama filmin başrol oyuncusu Teoman’ın talihsizliğine ne demeli?
ULAK: Çağan Irmak’ın “bir iyi film / bir kötü film” döngüsünün kötü film bölümüne denk geldi. Filmde koro vardı, daha ne olsun! Hafazanallah yani.
SON: Levent Kırca’nın “paramı batırdım” diye andığı film... Sinemanın televizyon skeçlerinden farkl olduğunun bir kanıtı gibi bir şey...
KIZ KULESİ ÂŞIKLARI: Bari “Köprü Üstü Âşıklar›” filmine öykünseydi, biraz olsun kurtarırdı.
KUŞATMA ALTINDA AŞK: Paran yok, tekniğin yok, birikimin yok, yeteneğin yok... Ne diye kalkışırsın ki fetihten önceki Bizans’ın son günleri filmini çekmeye...
AVRUPALI: Bundan daha kötüsü çekilemez diyorum...

Teolojik açıdan
DEPREM


MEHMET Ali Birand bir şaşkınlığını şöyle dile getirmiş:
“Deprem bölgesindekilere dikkat ettim, sanki bu deprem olay Allah’tan gelmiş bir şey gibi algılanıyor”.
Aslında ortada şaşacak bir şey yok.
Hem depremin nasıl oluştuğuna dair bilimsel açıklamalar yapabilirsiniz, hem de bilimsel yönleriyle açıklanan bu gerçeklerin de Allah tarafından yaratıldığına inanabilirsiniz.
Ancak işin şöyle bir taraf da var:
Deprem karşısında hiçbir önlem almayıp, başa gelen felaket karşısında “Ne yapalım, kaderimiz böyleymiş” denemez.
Sen önce evini sağlam yapacaksın, malzemeden çalmayacaksın, bilimsel gerçeklere yüz çevirmeyeceksin... Sonra Allah’a güveneceksin.

Cevap hakkı

HAKLARINDA yaz yazdığım iki isme cevap hakkı doğdu.
İşte iki ismin söyledikleri:
* * *
AHMET TÜRK: Sağl›k durumum çok kötü olmasına rağmen deprem günü Van’a gitmek üzere uçağa bindim. Van Havaalanı’ndaki olumsuz koşullar nedeniyle uçak seferi iptal oldu. Yine de gidecektim Van’a... Fakat sağlık durumumun gitgide kötüleştiğini fark eden arkadaşlarım beni
vazgeçirdiler. Beş gündür yataktan çıkamıyorum. Arkadaşlarımızla haberleşiyorum. Hepsi deprem bölgesindedir. Depremi fırsat bilip BDP’ye yönelik ağır eleştiriler yapılmasını kabul edemem.
GÜLTAN KIŞANAK: Ben depremden alt saat sonra Erciş’teydim. Enkaz kurtarma çalışmalarına katıldım. Diyarbakır Belediye Başkanı Abdullah Baydemir’le birlikte beraberimizde götürdüğümüz ekipmanlar devreye soktuk. Sabaha kadar oradaydık. Halkımıza sıcak yemek verdik.
Milletvekillerimiz belli bir program dahilinde deprem bölgesinde çalışıyorlar. Olaya siyaset karıştırmak istemiyoruz. Bütün depremlerde yaşananlar sıkıntılar eleştirilir, biz eleştirince farklı anlamlar yükleniyor.

Ama bu hiç adil değil


* Gölcük’te deprem meydana geliyor.
* Eski hükümet deprem vergisi koyuyor.
* Yeni hükümet bu vergiyi kalıcı hale geliyor.
* Yeni hükümet, kalıcılaştırdığı bu vergilerle duble yollar yapıyor.
* Seçim zaman geldiğinde hükümet, duble yollarla vatandaştan oy istiyor.
* Vatandaş da oyunu hükümet partisine veriyor.
*
Bu döngüyle ilgili olarak benim aklıma gelen en hafif cümle şu oldu:
“Ama bu hiç adil değil”.

Felaket karşısında beş insan tipi

BİR: İşi gücü bırakıp “kim ağlamıyor, kim yeterince üzülmüyor” diye etraf kolaçan edenler...
İKİ: İşi gücü bırakıp “kim gülüyor, kim eğleniyor” diye etrafı kolaçan edenler.
ÜÇ: Üzüntü ifadesinde bulunduklarına tanık olmadıkları ünlü kişilere “ne kadar da duyarsızsınız” diye mesaj üstüne mesaj atanlar.
DÖRT: Duyarlılıklarını gösterişçi bir şova dönüştüren ünlülere “helal olsun sana” diye mesaj atanlar.
BEŞ: Küçücük bir yardım faaliyetinde bulunduktan sonra her türden afra tafrayı kendinde hak görenler.

 

Ahmet HAKAN

ahmethakan@hurriyet.com.tr
29 Ekim 2011



825 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat