Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
‘En etkin 10’ için savunma sporları
31/10/2011
YAZIP çizdiklerimize hiç bakmadan “Bebek katilini övenler utansın” falan diye hırlayanları tabii ki es geçiyorum.

Ama yazıp çizdiklerimizi okuduktan sonra bile “Abdullah Öcalan’ın bu listede ne işi var?” diyenlere sadece şunu söylemek istiyorum: 1940’lı yılların başında yaşasaydım Hitler’i kesin “dünyanın en etkili 10 kişisi” listesine alırdım.“Etkili olmak” ile “iyi iş

ler yapan adam olmak” aynı şey değildir.

Türkiye’de yaşayan herkesin kendine göre bir “en etkin 10” listesi vardır. Ve işin hakikati şudur:Yayı

nlanan her liste, yığınla itiraza maruz kalacaktır. Bu türden listeler yayınlamanın ortak ve değmez kaderi budur.

Kendi listeme şöyle bir baktım, “Ben bu 10 kişiden kaçını seviyorum” diye... En az yarısevmediğimi fark ettim.Ben kendi listeme Cumhurbaş

kanı Abdullah Gül’ü almadım. Eğer Cumhurbaşkanı Gül, iktidardan bağımsız bir çizgisi olduğu izlenimini verebilseydi, bu listenin en tepesine rahatlıkla girebilirdi.

Yapılmış listeleri eleştirmek çok zevklidir. İşte bakın, ben de bu zevki tadıyorum: Ertuğrul Özkök’ün listesi benim için fazla janjanlıydı. Enis Berberoğlu’nun ikinci sıraya bir “soru işareti” yerleştirmesini çok zekice buldum. Sedat Ergin’in listesi, yazar tarafından en az bin kere elden geçirilmiş izlenimini veriyordu.Bir piş

manlık: Şair Sezai Karakoç’u da listeye koymalıydım. Başk olarak da “suskunluğun devasa etkisi” gibi bir cümle iyi giderdi.

Emine Erdoğan meselesine gelince: Türkiye’de lider eşleri, her zaman söylentilerin, efsanelerin, rivayetlerin, dedikoduların odağında olmuşlardır. Bir tür “gizli güç” sayılmışlardır. Emine Erdoğan bu açıdan diğer lider eşlerine fark atar. Abartıyor olabilir, doğruluğu tartışmalı olabilir... Ama efsanelere bu denli konu olmak bile muazzam bir etkiye işaret eder.Bu türden listelerin bir parça konjonktürel olduğ

unu da unutmayalım. Mesela Kemal çdaroğlu’nun CHP’nin başına geçtiği ilk günlerde yapılsaydı böyle bir çalışma, Kıçdaroğlu bütün listelerin en tepesinde kesin yer alırdı. Bir şey dikkatimi çekti: Fethullah Gülen’in tüm listelerin en başında yer almasına kimse ses etmedi.

Yaşar Kemal’e, Nuri Bilge Ceylan’a, Fazıl Say’a ses edildi ama ona edilmedi. Realiteyle yüzleşmeyi öğrendik mi nedir...Listede kadı

nların sayısı çok azdı. Ertuğrul Özkök’ün renkli dünyalara dalma iştahı bile bu eksikliği gidermeye yetmedi.

Yayınlanan fotoğrafım için bir itiraf: “Giydiğin mont güzel de keşke fermuar boğazına kadar çekmeseydin” diyenler! Yerden göğe kadar haklız! Kendi fotoğrafıma bakınca bende bile boğulacakmışım gibi bir his uyandı.Ben bu liste hazı

rlama işini çok sevdim. Yakında “Hayatımdaki en etkin 10” listesi hazırlayacağım.

Kendilerinden nefret ederek ders aldıklarım da bu listede yer alacak.

Çok hinsin Fehmi Abi

FEHMİ Koru için “çaptan düştü” saptaması yapmışm.

Gelen tepkilerden fark ettim ki: Dost düşman herkes aynı kanaatte...Fakat Fehmi Koru, çaptan düş

se de kurnazlığından bir şey kaybetmeyenler familyasındandır.

Her çaptan düşen uyanığın yaptığı gibi o da Hürriyet’e, bizim “4 yüz” projesine falan saydırarak durumu toparlamaya çalışmış.Bence iyi yapmış

.Onu ancak böylesi bir atım toparlar.

Ha gayret Fehmi Abi...

834 tane Hürriyet yazısı yazarsan belki kadraja girersin.

Ragıp barometresi

YAZAR yayıncı Ragıp Zarakolu da KCK’dan gözaltına almışlar.

Ragıp Zarakolu bir barometredir.Türkiye’de ne zaman açı

m olsa, çözüme doğru adımlar atılsa, barışa doğru koşar adım gidilse...Ragp Zarakolu özgürce yazıp çizer ve yayınlar.

Ancak...

Türkiye’de ne zaman güvenlik politikalarına dönülse, sertleşme olsa, silahlar konuşmaya kalksa...Rag

p Zarakolu ya içeriye alır ya da hakkında sayız dava açır.

Yani demem o ki Ragıp Zarakolu’nun sadece son 30 yına bakarak Kürt sorununda izlenen politikaların vasfını tayin edebiliriz.

Ve bugün Ragıp barometresi, bize sertleşmenin haberini veriyor.

Sezai Karakoç bu ödülü de almaz

SEZAİ Karakoç büyük bir şairdir.

Bugünün İslamcıların yetişmelerinde...Necip Fazı

l’ın “Büyük Doğu” mektebi ile Sezai Karakoç’un “Diriliş” mektebi, çok büyük rol oynamışr.Ancak Necip Fazıl konuşmaya, görünmeye, gündelik siyasete, kitlelerle hemhal olmaya ne denli meraklıysa Sezai Karakoç da o denli meraksızdır.

Sezai Karakoç kendine özgüdür.

Dergi çıkarır ama kimseden yardım dilenmez.Parti kurar ama gürültü çı

karmaz.

Konferans verir ama reklam yaptırmaz.Televizyona çı

kmaz, belgeselini çektirmez.

Ne belgeseli! Fotoğraf çektirmekten bile elinden geldiğince imtina eder.Belki de bu özellikleriyle de bir örneklik teş

kil etmek ister.

¡ ¡ ¡

Kültür Bakanlığı 2006 yında Sezai Karakoç’a ödül vermişti. Sezai Bey ödülü almaya gitmedi. Para ödülünü de kabul etmedi.

Şimdi Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülmüş.

Büyük konuşmak istemem ama benim bildiğim Sezai Karakoç, bu ödülü almaya da gitmeyecektir.

İddia ediyorum

Bir hafta sonra depremi unutacağız.Kaçak yapılar yılmayacak.

Bir dahaki depreme kadar müteahhit sorunlar falan rafa kalkacak.

Kalıcı vergiler kalıcı olmaya devam edecek.Yardı

m kampanyalarında toplanan paraların akıbetini kimse araşrmayacak.

“Ya böylesi bir deprem İstanbul’da yaşansaydı” sorusu unutulup gidecek.

Nihat Doğan çizilir

ANKARA ’da bir otelde imza attığı o rezaletin ardından...

Nihat Doğan’ın başına şunlar gelecektir:Memleket koyunlar hakkı

nda attığı nutuklara kimse gülmeyecektir bile.

AK Parti etkinliklerinde kendisine ön safta yer bulamayacaktır.Muhafazakâr kitlelerde oluş

an Nihat Doğan sempatisi bir daha zor tamir olacak şekilde aşınacaktır.

Delikanlılığın raconu üzerine konuşmak ona haram olacaktır.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Nihat Doğan adın üstünü çizecektir.

Tören iptaline dair

CUMHURİYET bayram törenlerinin iptal edilmesinin şöyle bir yararı oldu: O sı, resmi, üniformalı, heyecansız devlet töreninden kurtulduk. Onun yerine renkli, heyecanlı, enerjik bir halk töreni gördük.

Cumhuriyet bayram törenlerinin iptal edildiği günün akşamında bir Bakan çocuğu için görkemli bir düğün töreni yapılmasaydı, törenlerin iptal edilmesi konusunda aşırı tepki gösterenlere bu denli hak vermezdim.Törenlerin iptal edilmesine karşı

çıkanların sorduğu şu sorunun da yanını veremiyorum:

Cumhuriyet bayram törenleri bir eğlence midir?Cumhuriyet bayram törenlerinin iptal edilmesine karşı

çıkmayı anlıyorum...  Ama bu iptalden yola çılarak “Bunlar cumhuriyet düşmanı” türü aşırı yorumlar anlamıyorum. Artık aşıp geçilmiş olan

“Bunların gizli gündemi var” paranoyası, baz kesimlerde asla son bulmayacak.

Bir de şunu düşünmemiz lazım: İptal edilen resmi törenlere karşı halk törenleri neredelerde yapıldı? Kadıköy’de, Nişantaşı’nda, İzmir’de, Beşiktaş’ta... Bu tablo, cumhuriyete gönül verdiklerini söyleyenlerin üzerinde kafa yormaları gereken bir tablodur.

Ahmet HAKAN

 ahmethakan@hurriyet.com.tr

31 Ekim 2011



832 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat