Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Kılıçdaroğlu’dan yazıp çizdiklerime itiraz
15/10/2011
İKİ gündür “köstebek vakası” ile aklıma yatmayanlar yazıp çiziyorum.

Dün CHP Genel Başkanı Kemal Kıçdaroğlu aradı.“Yazdı

klarız okudum” dedi. Ardından da “Köstebek vakası” ile ilgili olarak yazdıklarıma ilişkin görüşlerini açıkladı. Söyledikleri şunlar:

* * *

- DAK
İKA DEĞİL SANİYE: İçleri Bakanlığı’ndan Kıkkale Belediye Başkanı’na telefon geliyor, bu telefonun gelmesinin hemen ardından Kıkkale Belediye Başkanı, Deniz Feneri tutuklusu Mustafa Çelik’i arıyor. İki telefon arasındaki süre sizin yazdığız gibi “iki dakika” değil, “iki saniye”.

- SABİT TELEFON BELEDİYE’NİN:kkale Belediye Başkanı“ Ailelerimiz de görüşüyor, o yüzden sabit telefondan aradım” diyor. Ancak Belediye Başkanı’nın aradığı sabit telefon, evindeki telefon değil. Kıkkale Belediyesi’ne kayıtlı sabit telefon... Tabii Belediye Başkanı’nın evindeki telefon, belediyeye kayıtlı değilse...- SANIK

İTİRAF ETTİ: Biz neyi tartışıyoruz? Zaten Deniz Feneri tutuklusu İsmail Karahan, savcılığa verdiği ifadede “arama haberi bize iletildi” diye açıkça itiraf ediyor. Karahan “aramayı bize haber verdiler” diyor. Böyle bir itiraf var elde.

- KORUMA MÜDÜRÜ: İçişleri Bakanlığı Koruma Müdürü, savcıkta ifade verdi. Bütün ifadeler ortada ama Koruma Müdürü’nün verdiği ifade gizleniyor. Neden? Açıklasınlar o ifadeyi...- UYARININ AMACI: Yazı

zda “arama yapılacağı zaten belliydi, bakanlıktan neden uyar gitsin?” diyorsunuz. Telaş içinde durumu haber vermiş olabilirler. Belgelerin saklandığı yerlerin değtirilmesini istemiş olabilirler.

- SSK DÖNEMİM: Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, bu iddialar dile getirdiğim için “O önce SSK döneminin hesabını versin” diyor. Buyursunlar. Ben hazım. Devlet ellerinde. Hesap sorsunlar benden... Soruşturma başlatsınlar. Neden sormuyorlar, neden başlatmıyorlar ?

Dikkatimden kaçmayanlar

- YENİ dönemi en iyi anlatan ifadelerden birini Cüneyt Özdemir bulmuş. Radikal’deki yazın başlığı: “İaat Ya Resulullah!”. Bu buluş “mücahitler müteahhit oldu” buluşunu kesin döver.

- Başörtüsünün üzerine gidildiği günlerde hiç seslerini çkarmayanlar, bugün başörtüsü konusunda nasıl da aslan kesildiler.- Ruş

en Çakır, CHP’lilere “Bırakın medyadan şikayeti... Medyayla bir şey yapamazsız. Hatta medya size düşman olsa daha iyi olur” mealinde bir yazı yazmış... Tamamen katıyorum.

- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, alkole, sigaraya, otomobile, telefona gelen zamları soran Mehmet Ali Birand’a şöyle demiş: “Yapılan zamlar 74 milyonu tek tek ilgilendiren bir konu değil. Zam yapılan ürünler belki sizin gibi birkaç kişiyi kapsıyor.” Benim bildiğim Mehmet Ali Birand sigara içmez. Alkole de düşkün değildir. Ayrıca bunlar kendine dert etmeyecek kadar parası da vardır.

Yani Birand, doğru örnek olmamış.

Bir İsrailli neye bedeldir

BİR Türk’ün neye bedel olduğunu gayet iyi anladığızdan dolayı olacak, artık “Bir Türk dünyaya bedeldir” sözünü pek ağza almıyoruz.Hatta o sözü alay konusu haline getirmeye başladık.

* * *

Bir İsrail askerinin serbest bırakılmasına karşık olarak bin Filistinli tutuklunun serbest rakılacağına dair gelişmeleri takip ederken...“Bir Türk dünyaya bedeldir” sözü aklı

ma geldi.

Demek ki...

O sözün Ortadoğ
u’da “Bir İsrail askeri, bin Filistinliye bedeldir” diye bir karşılığı var.

Üstelik bu söz “üfürme” değil, sımsıkı bir gerçek.

çdaroğlu’nun anlattığıkra

KEMAL Kıçdaroğlu’na dedim ki:

“Köstebek olayında açıkladığız telefon trafiği dikkat çekici... Ortaya koyduğunuz iddialar, kuşkuyu kuvvetlendiriyor. Fakat yine de elinizde ‘telefon görüşmelerinin içeriği’ yok. Sadece telefon trafiğini ve sonrasında olup bitenleri dile getirebiliyorsunuz. İddianız bunlara dayandıyorsunuz. Hukuki olarak güçlü değilsiniz.”Kemal Bey’in verdiğ

i cevap şu oldu:

“Bu söylediklerinize bir fıkra ile yanıt vermek istiyorum. Lütfen bu fıkrayı da yazız.”

İşte Kemal Kıl›ıdaroğlu’nun anlattığı o fıkra:

* * *

Adamı
n biri karın kendisini aldattığından şüpheleniyormuş. Bir dedektif tutmuş ve dedektiften her gün karını takip etmesini, her ayrıntıyı not alıp bildirmesini istemiş.

Birkaç gün sonra dedektif, adama takibinin sonucunu bildirmiş:DEDEKT

İF: Karnz evden çıktı, taksiye bindi. Filan otele gitti.

ADAM: Sonra ne oldu?

DEDEKT
İF: Lobide bir adamla buluştu, birlikte yemek yediler, sonra otel odasına geçtiler.

ADAM: Sonra? Sonra?

DEDEKT
İF: Ben hemen odanın penceresinden içeriyi gözetlemeye başladım.

ADAM: Ne oldu odada?

DEDEKT
İF: Soyunmaya başladılar.

ADAM: Sonra? Sonra? Çabuk anlat.

DEDEKT
İF: Tam o anda odanın perdesini kapattılar. Ben de devamında neler olduğunu göremedim.

ADAM: Ah işte ah! Bu şüphe var ya bu şüphe... İşte bu şüphe beni mahvediyor arkadaş!

Cumartesi mesaisi gelirse

- Cuma akşam üzeri esmeye başlayan tatil rüzgâr esmez olur.

- Cuma geceleri geç saatlere kadar eğlence tarihe karışır.- Cumartesi geceleri ortaya çı

kan kalabalık daha da artar.

- Eğlencenin bütün yükü cumartesi gecelerinin üstüne biner.- “Hafta sonu kaçamağı

” tarih olur.

- Cuma gecesi yola koyulup yakın yerlere kaçış planlar suya yatar.

- Sadece bir günlük tatil söz konusu olacağından Pazartesi günleri sendrom yaşanmaz.

AK Parti tabanı türban için neden partisine kızmıyor

MECLİS’teki türban sorununun halledilmesi için muhteşem bir fırsat doğmuş.

Fakat o da ne?

Türban konusunda duyarıl olmas beklenen AK Parti, bu fı
rsatı değerlendirmekten kaçıyor.Peki bu durumda AK Parti tabanı, neden “Bu fırsat tepilir mi” diye isyan etmiyor? En küçük bir itirazda bulunmuyor? Neden sesler yükselmiyor?

* * *

Sanım bunun beş nedeni var:

BİR: Taban liderliğe sonsuz bir güven duyuyor.

İKİ: “Bizim için hayırlı olan neyse Tayyip Bey onu zaten yapar” duygusu tabana egemen olmuş durumda.ÜÇ: “Şu anda bu konuda adım atmadıklarına göre henüz zaman gelmemiştir” diye düşünülüyor.

DÖRT: Türban konusunu gündeme getiren BDP’ye güvensizlik duyuluyor.

BEŞ: Türban kişisel yaşamların odağına yerleştirmiş bir heyetin, türban sorunu konusunda duyarsız olabileceği akıllara yatmıyor.

Ahmet HAKAN

ahmethakan@hurriyet.com.tr

15 Ekim 2011



766 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat