Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Takıntılı bir müfteriyle nasıl mücadele edilir
06/10/2011
SABAH gazetesinin bir köşesinde uzun süredir hakkımda sistemli, planlı, ısrarlı bir iftiraya yer verildi.

Önce pek ciddiye almadım.Ama ben ciddiye almadı

kça “müfteri” durmadı.

Ağır hakaretler eşliğinde planlı, sistemli ve ısrarlı bir şekilde kara çalmaya devam etti.Söylediğ

i şuydu: “Ahmet Hakan askere gitmemek için kumpas çevirdi”.

İddia” karşında önce şunu yaptım:Genelkurmay’ı

, Milli Savunma Bakanlığı’nı, savcıları göreve çağırdım.

Dedim ki: “Beni töhmet altında bırakan böyle bir iddia var ortada, gereğini yapın. İddia doğru mudur, yalan mır? Araşn. Bir sonuca varın”.Bu çağ

ma Genelkurmay’dan yazılı bir açıklama geldi.Dendi ki: “Araşrdık, sizin askerlikle ilgili bir sorununuz yok”.

Bununla yetinmedim, “Müfteri”yi mahkemeye verdim.

Mahkeme süreci şöyle işledi:-

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevli Basın Savcı İsmail Onaran söz konusu şahıs hakkında “Kovuşturmaya gerek yoktur” karar verdi.

- Bu karara karşı Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundum.- Ağı

r Ceza Mahkemesi, savcın verdiği “Kovuşturmaya gerek yoktur” kararıkaldırdı.

- Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği bu karar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iddia sahibi şahıs hakkında kamu davası açtı.- Açı

lan dava sonucu iddia sahibi şahıs yargılandı.

- Mahkeme, şahsı 2 ay 27 gün hapis cezasına çarptırdı.- Hapis cezası

ertelendi, şahıs hakkında “bir yıllık denetim süresine tabi tutulması kararı alındı  ve bazı haklardan da mahrum bırakıldı.

- Karar tamamlandı, dosya şimdi Yargıtay’da.Müfteriliğ

i mahkeme kararıyla tescilli bu şahıs, mahkeme kararlarına rağmen durmadı, iftirasıbulduğu / bulmadığı her fırsatta dile getirdi.

Baktım, dün yine “iftiraya devam” niteliğinde bir yazı yazmış.Bilgi kirliliğ

i yaratarak, eline geçirdiği malzemeleri istismar ederek, aldığı hapis cezasını gizleyerek yine ayn teraneyi okumaya devam etmiş.Bir fikir mücadelesi nasıl verilir, biliyorum.

Polemik falan, tamam...

Sonuna kadar tartışma, sonuna kadar hesaplaşma, hepsine varım.Ama ben “Takı

ntılı bir müfteri ile nasıl mücadele edilir?” konusunda hiç iyi değilim.

- Bazıları “Sus, cevap verme, muhatap alma” diyorlar. Susuyorum. Ama susarak “müfteri” şahsın nı kesmek mümkün olmuyor.- Ayrı

ca sustukça “mücrim” gibi algılanma tehlikesi mevcut.

- Susmuyorum, bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama bu durum “müfteri” açından konuyu yeniden gündeme getirmenin bir gerekçesi haline getiriliyor.- “Müfteri”, mahkeme kararı

nı dinlemiyor, denetim falan umurunda bile değil.

sacası ne yapacağı şaşırmış durumdayım.Fena halde akla ihtiyacı

m var.

Sevgili okurlarım!

Lütfen “Takıntılı bir müfteri ile nasıl mücadele edilir” konusunda bir şeyler yazıp yol gösterir misiniz?

Trabzon’a ayıp ediliyor

BİR spor muhabiri, Fenerbahçe’nin tribün liderlerinden biriyle bir röportaj yapmış. Röportaj, Hürriyet’in internet sitesinde yayınlanmış, sonra da kaldılmış.

Röportajda Fenerbahçe’nin tribün lideri tüm Trabzonspor taraftarlarına açıkça hakaret ediyor. Ne dediğini yazmak bile istemiyorum. Benim asıl takıldığım konu şu: Konu Trabzon olunca...Haksı

zlık yapmak, hakaret etmek, bel altı vurmak bu kadar kolay mı olacak?

Hadi fanatik bir tribün lideri, bir hakaret etti.

Peki bu hakareti, coş
kuyla röportaja almak da ne oluyor?Hadi diyelim ki röportajı yapan, cümleyi coşkuyla röportajına koydu. Peki bu cümleleri yayınlamak da ne oluyor?

Söyler misiniz?

Trabzonspor’un bir tribün lideri Fenerbahçe hakkı
nda böyle bir cümle sarf etse, bu cümle bu kadar denetimsiz bir şekilde yayınlanır mı?

Bir kez daha soruyorum:

Konu Trabzon olunca neden bu kadar pervasız olunuyor?

Şerefliysen açıkla

KEMAL Kıçdaroğlu bir âlem oldu.

Tuhaflaş.

Tutarlık arayışını falan bir tarafa bıraktı.

Şu olaya bir bakalım:

Kemal Kıçdaroğlu, bir yandan Başbakan Erdoğan’a Alman Vakıfları ile ilgili iddiası nedeniyle İddiayı ortaya atıp bırakma... Şerefliysen bildiğini açıkla” diye meydan okuyor...Ama bir yandan da kendisi “iddiayı ortada bı

rakan” türde açıklamalar yapıyor.

- Mesela “Bir Bakan, Deniz Feneri konusunda köstebeklik yaptı diyor.

- Mesela “Deniz Feneri’nden AK Parti’ye yardım gitti, bunun belgesi var” diyor. Soruluyor kendisine, “O bakan kim?” diye...

Cevap yok.

 Soruluyor kendisine, “Nerede belge?” diye... Yine cevap yok.

Yani...

Baş
kasına “Şerefliysen açıkla” diyor ama kendisi o şerefe nail olma çabası göstermiyor.

Oysa “Şerefliysen açıkla” diyen birinin, “Şerefliysen açıkla” çağna muhatap olmayacak türde davranması gerekir.

Aydın Boysan’a nasıl yenildim

GEÇENLERDE bir akşam Twitter’da bir nostalji rüzgâr estirmiştim.

Eskilerden dem vurmuş, ardından da hava atmışm:“Nostalji konusunda üstüme yoktur. Bu konuda Ayd

ın Boysan’ı bile sollarım”.

Tempo dergisinden Eyüp Erdoğan aradı:“Madem böyle hava atı

yorsunuz, Tempo’nun kasım sayısı için Aydın Boysan’la bir araya gelir misiniz?”

Kabul ettim.

Çukurcuma’da bir antikacı dükkânı
nda “Kim daha iyi nostalji rüzgar estirir?” konulu bir buluşma gerçekleştirdik.

Bir araya geldiğimiz ilk anda Aydın Boysan’ın ilk sözü şu oldu:“Ben 90 yaşı

ndayım. Dünyaya geldiğimde Vahdettin padişah idi”.Resmen “dakika bir, gol bir” durumu ortaya çıktı yani.

O anda “pes” ettim.

Aydın Boysan’ın gevrek kahkahalar eşliğinde teslim bayrağını çektim. Ama işin en sonunda...Harika bir sohbet, muhteş

em fotoğraflar ve sağlam bir dostluk çktı.

Tempo’nun kasım sayını bekleyin ve bir bakın derim.

Dağdakiler Şehirdekiler

NİHAİ hedef şuydu: Adamlar dağlardan şehirlere indirecektik.

Fakat KCK tutuklamalarıyla, biz tuttuk, şehirdekileri hapse tıkmaya başladık.Üstelik tutuklanan isimlerin hepsi BDP’de siyaset yapı

yorlar. Üstelik tutuklananlara yönelik suçlamalarda “bomba atma / silah sıkma / adam öldürme” yok.Benim merak ettiğim soru şu: Şehirdekileri hapse tıkarsak, dağdakileri nasıl şehre indireceğiz?

Yoksa...

“Dağdakiler dağda kalsın, düz ova falan hikâye” noktasına mı geldik?

Ahmet HAKAN

ahmethakan@hurriyet.com.tr

6 Ekim 2011



839 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat