Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Fehmi Koru üzerinden bir basın değerlendirmesi
01/10/2011

Fehmi Koru üzerinden bir basın değerlendirmesi

ESKİDEN Fehmi Koru için “camianın tek gazetecisi” derdik.

Kendisiyle gurur duyardık.

pta ederdik.

Yazdıklarını büyük bir ilgiyle okur, söylediklerini müthiş bir dikkatle dinlerdik.

İtiraf etmeliyim ki, o da işini hakkıyla yapardı:

- Mesela “mensubu olduğu camia” ile arasına en azından dili ve üslubuyla bir mesafe koymayı bilirdi.- Mesela fark yaratmayı

, öne çıkmayı, kendisinden söz ettirmeyi başarırdı.

- Mesela tek merkezli medya düzeni içinde kendisine kulvar açabiliyordu.

- Mesela muhatapları
yla ayn dili konuşuyordu.

- Mesela savaşçık, misyonerlik, mücadelecilik yapmak yerine yorumculuk yapıyordu.Bütün bunlar onu hem “camia” nezdinde, hem de “tek merkezli medya” nezdinde “muteber”

yordu.

* * *

AK Parti’nin iktidara geliş
inin ilk döneminde...

Fehmi Koru bu pozisyonunu sürdürmeyi başardı.

İktidara tam yerleşilememişti, sağdan soldan çekiştirmeler sürüyordu, direnenler vardı ve bu durum Fehmi Koru’nun etkinliğini sürdürebilmesi için uygun bir ortam sağyordu.

Fakat bir süre sonra...

Malum oldu
ğu üzere...

AK Parti, etrafındaki mayınlar temizledi.Kendisine çok güvenilir bir alan açtı

. Medyada da dengeler değişti: Bir iktidar medyası ortaya çktı.

Bu arada...

Hepsi birbirinden yetenekli, zeki ve cevval “Yeni Fehmi Koru’lar” belirdi.

Baz cami dışı
namlı kalemler de Fehmi Koru’nun eskiden gördüğü işleve gönüllü talip oldular.

Böylece Fehmi Koru’nun meşhur “biricikliği” sona erdi. O da bu süreçte...Kendisini yenileyemedi, yeni dönemin kendisi açı

ndan getirdiği tehlikeyi fark edemedi, farklı bir noktada duramadı ya da farkl bir noktada durmayı göze alamadı. Sonuç?Gaddarca bir düşüş, kâbus gibi bir demode oluş.

* * *

Ben sanıyordum ki:Fehmi Koru’nun düş

üşü Yeni Şafak’tan Zaman’a geçmesiyle başladı.Zaman’ın köşe yazarlarını öne çıkarmayan kendine özgü sayfa düzeni içinde Fehmi Koru’nun yazdığı iki yazı da güme gidiyor sanıyordum.

Star’a geçti.

Yazılarını öne çıkaran bir sayfa düzenine kavuştu.

Fakat! Hayır... Yine olmadı.

Şimdi anlıyorum ki: Olmamasın nedeni, sayfa düzenleri, gazeteler falan değilmiş.

Bir devir değmiş de ondan böyle olmuş.

Devlet Bahçeli’ye açk mektup

SEVGİLİ Devlet Bey...

Geçen gün Afyon’da kamyoncuların takıldıkları bir mola yerine uğramışz.Oturup kamyoncularla çay kahve içip muhabbet etmiş

siniz.

Görüntüleri baştan sona izledim.Sizi ş

unca zamandan beri uzaktan da olsa izlerim, itiraf etmeliyim ki ilk kez böyle bir Devlet Bahçeli portresi ile karşılaşm.

Öyle güzel muhabbet çeviriyor, öyle sıkı espriler yapıyor, öyle sıcak ve sempatik bir görüntü veriyordunuz ki şm kaldım.Kamyonculuk üzerine söyledi

ğiniz sözler, dizi filmlere yaptığız göndermeler, tespih ve yüzük konusunda kestiğiniz raconlar falan...Hepsini çok ama çok beğendim.

Seyrederken kahkahalarla güldüm.

* * *

Sevgili Devlet Bey...

Görüntülerden anladığım
şudur:

Asık suratlık, aşırı ciddiyet, süper mesafelilik sizin kişiliğinizin özellikleri değilmiş.

Pekâlâ siz de yapaylığa milim kapı aralamadan etrafıza bir sempati halesi yayabiliyormuşsunuz.

Peki o zaman söyler misiniz Devlet Bey, şunca zamandır bu taraflarızı kamuoyundan neden gizlediniz?

Neden bu kadar kendinizi kastız?

Beyefendi

KADIN meslektaşların yazdıkları izlenimlerden öğrendik ki...

Hayrünnisa Hanım, eşi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den söz ederken “beyefendi” diyormuş.Hayrünnisa Hanı

m, sık sık “Beyefendi çok güzel yemek yapar” ya da “Beyefendi’ye dedim ki...” türü cümleler kuruyor.

* * *

Süleyman Demirel’e Cumhurba
şkan iken “beyefendi” deniliyordu, bunu biliyorum.

Bilmediğim şey şu:Acaba Ankara’da Cumhurbaş

kanlar için “beyefendi” denilmesi gibi bir âdet mi var?

Yoksa “beyefendi” hitabı, sadece Süleyman Demirel için bulunmuş bir hitap mı?

Ankara âdetlerini bilmeyen şu müptediyi işi bilen biri aydınlatabilir mi lütfen?

Ben içeri düşersem

BAZI türedi meslektaşlarımız...

Sağda solda fitne kazanlar kaynatıyorlar.Kalleş

ltılar yayıyorlar etrafa...

Diyorlar ki:

“Ahmet Hakan da içeri girecek”.

Nası
l olsa...

“Tamam, içeri girecek girmesine de suçu ne olacak?” şeklinde bir sorunun anlamın kalmadığı bir ortamdayız.

İşte bu ortamdan güç alarak zehirli, yılansı bir dille fıldıyorlar:

“Ahmet Hakan da içeri girecek”.

* * *

İyi de türedi meslektaşım!Diyelim ki allem ettin / kallem ettin, bin türlü katakulliyle şapkadan tavşan çıkararak beni kodese yolladın...

Söyler misin lütfen...

Ne olacak?

Ben kodesi boylayı
nca herkes seni mi okuyacak?

Ben mahpushane türküleri çığırmaya başlayınca senin önün mü açılacak?Ben zindanda çentik atmaya baş

layınca sen bir rakibini daha tasfiye mi etmiş olacaksın?Ben içeri düşünce senin yüreğin mi soğuyacak?

* * *

Sana kötü bir haberim var türedi meslektaşım:Ben kodesi boyları

m, içeri düşerim, zindanda çentik atarım. Yani aslanlar gibi yatar çıkarım.Umurumda bile değil.

Ama sen var ya sen...

Öyle de kaybedeceksin, böyle de...

Çünkü senin devasa ihtirasına bir türlü denk gelmeyen yetersizlik gibi bir sorunun var ki, hepimizi beş llığına içeri tıksalar bile yine senin önün açılmayacak.

Somali konseri

BİLİYORUM: Somali’ye yardım konusunu da, Ajda Pekkan’ın Somali’ye gösterdiği duyarlılığı da yiyip tükettik.Artık hiç kimse “Somali” ve “Ajda” sözcüklerini yan yana görmek bile istemiyor.

Ama sonuçta Somali orada öylece duruyor:

Yine aç, yine sefil...

Ve Ajda da burada bir duyarlı
k sergiliyor:

Beş kuruş para almadan, masraflar da kendisi üstlenerek bir konser verecek bu akşamKuruçeş

me Arena’da...

rf bir duyarllığı sürdürmek adına da olsa bu akşamki Ajda konserine gidilmeli derim.

Meraklına notlar

- CNN Türk’te yeni başlayan programı bir kez daha seyrettim. Gördüğüm şudur: Programda Enver Aysever’in etnik kökeni ve mezhebi işin içine karuşyor ve Aysever de buna karşı gayet düzgün cevaplar veriyor. Yanlış anlamadan kaynaklanan yorumlarımı geri çekiyor ve Enver Aysever’den özür diliyorum.

- “Kürtler neden PKK’ya isyan etmiyor” başlığı altında yazdığım cümleler yanlış anlaşılmış. Yazıda da belirttiğim gibi söz konusu olan tabii ki “bütün Kürtler” değildir, “Kürtlerin büyük bir kısmır.Lütfen kayı

tlara böyle geçsin.

- Yeni dönemin tetikçileri ortaya çıktı, muhbirleri ortaya çıktı, vicdansızlar ortaya çıktı, arkadan vuranlar ortaya çıktı. Bir tek “psikolojik savaş yöntemleri” uygulayanları eksik kalmış. Çok şükür artık onlar da var: İnternette baz siteler bu işin hakkını veriyorlar. “Maşallah” diyorum, Allah nazardan saklasın.- “Reina” adı

na bana bir açıklama gönderilmişti. Yayınladım. Fakat şimdi görüyorum ki aynı açıklama, başka gazetecilere de gönderilmiş. Her gazeteci için ayrı açıklama göndermek zor geldi galiba...

- Bana “Neden Muhsin Yazıoğlu olayını yazmıyorsun?” diye soruyorlar. Yazmıyorum çünkü ortaya konan vahim iddialar bile olayın bir “suikast” olduğu izlenimi vermiyor. Ayrıca “Muhsin Yazıoğlu neden öldürülsün ki?” sorusuna bir yanıt da bulamıyorum.

Ahmet HAKAN

ahmethakan@hurriyet.com.tr

01.10.2011



785 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat