Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Tahammüle reddiye
15/08/2011
Tahammüle reddiye

Bir zamanlar ‘Bir arada barış içinde yaşamak' nutukları atan dindar öncüler, şimdi ‘tahammül' nutukları atıyorlar.

Keşke zayıf oldukları günlerde de, “Biz kendi dışımızdakilere ancak tahammül ederiz, ona göre” demiş olsalardı.
Hiç olmazsa dürüst davranmış olurlardı.
Ama demediler.
Güç ellerine geçince dillerinin altındaki baklayı çıkardılar.
Şimdi, “Biz ancak tahammül edenlerden olabiliriz” diyorlar.
*
Tahammül edeceklermiş.
Çünkü bir Müslüman, Müslümanlığa yakışmayan durumlar karşısında ancak ve ancak tahammül gösterebilirmiş.
‘Gülümseme' falan dinden çıkarırmış adamı hafazanallah!
Katlanacaklarmış.
Sadece katlanacaklarmış.
*
Yan dairede oturan komşularının yaşam tarzına diş bileyerek geçireceklermiş ömürlerini...
Öfke öncesi alınan bir son nefes vardır ya...
Hep o nefesi alarak yaşayacaklarmış.
Farklılık gördüklerinde hırslanacaklarmış.
Kendileri gibi olmayanlardan asla hoşlanmayacaklarmış.
Bu zamana kadar hep ‘hoşgörü dini' olarak anlattıkları dini artık bir ‘tahammül dini' haline getireceklermiş.
Farklıdan nefret edecekler, farklıyı beğenmeyecekler, farklıyla bir arada yaşamak istemeyecekler ama el mecbur katlanacaklarmış.
Ta ki farklıyla bir arada yaşama mecburiyeti ortadan kalkana kadar...
Katlanarak imanlarını artıracaklarmış.
Tahammül ederek daha fazla Müslüman olacaklarmış.
*
Bunlar tahammül edecek de karşısındakilerin elleri armut mu toplayacak?
Ne gezer!
Onlar ki güç ellerindeyken tahammül etmeye bile yanaşmamışlardı.
Gücü ellerinden kaçırdıklarına göre onlar da bunlara karşı el mecbur tahammül edecek.
Kısacası...
Aynı toplum içinde karşılıklı tahammül ederek yaşayacaklar.
Karşılıklı katlanacaklar.
Hep tetikte olacaklar.
Hep diş bileyecekler.
İçlerindeki nefreti, kini hep saklı, hep diri tutacaklar.
Sevgisiz, diyalogsuz, bir arada yaşama iradesini boş vermiş biçimde yaşayıp gidecekler.
Şartların olgunlaştığını düşünen, tahammül mülkünü yıkmaya hazır olacak.

Can sıkan şeyler

* Trafik ışıklarında daha kırmızı sönmemişken arkadan kornaya basan sürücü...
* Bazen çeken, bazen çekmeyen cep telefonu...
* Cevap mesajının bir türlü gelmemesi...
* En sıkışık zamanda arayan ama en boş zamanda telefonunu açmayan arkadaş...
* Her olayı kendi gettosuna göre yorumlamayı marifet sanan köşe yazarı.
* Pınar ve Yağmur çiftinin yeni aldığı tekneyi gösterme merakı.

Böyleleri çok

Bursa'da Olay adlı yerel bir gazetede bir köşe yazısında şöyle deniliyor:
“Medyadaki arkadaşlarıma sordum: ‘Bir kadın neden mini etek giyerek bacaklarını göstermek ister?' Çok tepki aldım. İkinci sorum, ‘Otobüsteki şortlu kıza neden yumruk atmışlar?' oldu. Adamın ‘yobaz' olduğunu söylediler. Aslında ilk sorumun cevabını da vermiş oldular. Yobazı bol olan bu ülkede, ramazan günü şortla kalabalık bir otobüse binersen, olacağı budur işte! Demek ki bir hanım nerede nasıl giyinmesi gerektiğini iyi bilecek. İnat ederse de, sonucuna katlanacak!”
*
Yerel bir gazetenin bir köşesinde yayınlanan bu fikirlerin, ‘münferit' olduğunu mu sanıyorsunuz?
Bu yazabileni...
Bir de içinde tutup yazmayanlar var ki...
Kıyamet gibi...

Diyanet'e bir soru

Mersin'de tatil yapan Şelale Akdoğan isimli bir kadının tatil sitesinde haşema ile havuza girmesine izin verilmemişti.
Bu olay Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Zeki Sayar tarafından yorumlanmış.
Şöyle demiş Sayar:
“Yaşadığımız çağda öne çıkan insan hakları ve demokrasi gibi değerler önemli kavramlardır. Kişi inancı gereği olarak bu şekilde bir tercih yapmış ise hiç kimsenin ona engel olma hakkı bence olmamalıdır. Bunu doğru bulmuyorum. Bunu, memleketimizin birliğine ve beraberliğine hizmet etmeyen, çok geride kalması gereken, çağımızda yeri olmaması gereken bir davranış olarak görüyorum.”
*
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili, haşema giyen kadına yapılan haksızlık karşısında kurduğu bu cümleleri, başka tür kıyafetler için de kurabilir mi acaba?
Yoksa işin o kısmında ‘tahammül' mü devreye giriyor?

Somali'ye neden yardım edelim

Hulki Cevizoğlu bir yerlerde yazmış, “Bizdeki açlar dururken neden Somali'deki açlara yardım edelim” diye...
Kendisi için şu nedenleri yazıyorum:
BİR: Artık dünyada uzak diye bir yer yok.
İKİ: Her akşam televizyonlarda gördüğümüz bir büyük insanlık dramına ‘Uzaklarda bir yerlerde yaşanan ve bizimle hiç ilgisi olmayan olay' muamelesi yapamayız.
ÜÇ: Somali'de yaşanan açlık ve sefalet ile bizde yaşanan sefalet arasında en küçük bir yakınlık yok.
DÖRT: Yardım yaparken ‘elin sefili / bizim sefil' ayrımı yapmak, insanlığa yakışmaz.
BEŞ: Yüce gönüllülük diye bir şey var. Bir dirhem kendi sefiline, bir dirhem de Somali'de açlıktan ölen insanlara yardım ederek sorunu çözebilirsin.
ALTI: Madem yardım etmiyorsun bari bik bik yapma.

 

© Copyright 2010 Hürriyet - Doğan Yayın Holding



822 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat