Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
İtiraf edeyim bu kadarını CHP'den beklemiyordum
11/07/2011
İtiraf edeyim bu kadarını CHP'den beklemiyordum


Sonunu iyi hesap edemedikleri bir eyleme giriştiklerini ben de söyledim.

Hazırlıksızlıklarını, plansızlıklarını, derme çatma hareketlerini ben de ağır bir dille eleştirdim.
Dahası...
Etki altında kalacaklarını, hiçbir şey elde etmeseler de pes edip yemin edeceklerini, direnemeyeceklerini, Dayanamayacaklarını düşündüm.
Hatta kendi içlerinde bir çatlama olacağını bile bekledim.
Şimdi itiraf ediyorum:
Fena halde yanılmışım.
* Bütün “Yanlış yapıyorsunuz” baskılarına karşın...
* “CHP bitmiştir” türü yargılara karşın...
* Önüne gelenin CHP'ye çakmasına karşın...
* Ekranlarda nasıl da taktik bir hata yaptıklarının söylenmesine karşın...
* Dostun da, düşmanın da ağzını her açışta “CHP ne yaptığını bilmiyor” demesine karşın...
* Yeni yönetimden memnun olmayanların tüm çabalarına karşın...
* “Bunlar bir hafta bile dayanamazlar” tahminlerine karşın...
Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Grubu, milim taviz vermedi, her fırsatta “Gerekirse hepimiz milletvekilliklerimizi feda ederiz” mesajını verdi, bölünmedi, ezilip büzülmedi, diklenmeden dik durdu.
İtiraf ediyorum:
Bu kadarını ben de beklemiyordum.

Hoca bile futbolda şikeyi günah olarak görmüyor

‘Şike operasyonu' kapsamında ortaya dökülenlerin en ilginci şuydu:
Futbolcunun birine şike parası teklif edilmiş. Dinine bağlı olan futbolcu, şike parasını almadan önce bir hocaya danışmış.
Demiş ki:
“Hocam, ne dersiniz? Alayım mı? Günah olur mu?”
Hoca'nın cevabı:
“Helaldir, caizdir, alabilirsin.”
Bu kıssanın hissesi şudur:
Din hocalarının bile şike parası almayı ya da vermeyi günah olarak görmedikleri bir futbol düzeninden ve sisteminden söz ediyoruz.
Gerisi hikâye...

Sırrı Süreyya ile Murat Belge'nin biten dostluğu

Hayat deneyimi fazla bir adam değilim.
Ama yine de şunu bilir, şunu söylerim:
Politik çizgileri birbirine yakın olan isimler, politik görüş ayrılıkları nedeniyle dostluklarını bitirdiler mi bitiriyorlar!
Aynı çevrenin insanı olsalar bile...
Bir daha asla yan yana gelmiyorlar.
Düşmanlıkları daha kavi, kinleri daha kuvvetli, inatçılıkları daha yoğun oluyor.
Yani demem o ki...
Murat Belge ile Sırrı Süreyya'nın...
Referandum, Hopa olayları, AK Parti iktidarına bakış gibi konular üzerinden yaptıkları tartışmanın ardından biten dostluklarının bir daha iflah olma ihtimali sıfırdır.
Temenni etmem ama bu böyledir.

Ağustosta doğanların doğum günü trajedisi

Şöyle mis gibi eylülde ya da mayısta doğsaydım, dünyanın en muhteşem doğum günü partisini verebilirdim.
Fakat benim ve benim gibi ağustosta doğanların böyle bir şansı yok.
Düşünün:
Arkadaşların her biri bir yana dağılmış.
Kimi Bodrum'da, kimi Çeşme'de, kimi dünya turunda, kimi memleketinde...
Kimi arasan telefonu kapalı...
Telefonu açık olanlar da bambaşka âlemlerde...
Kimseyi bir araya getiremiyorsun.
Getirebildiklerinle de hep fazlasıyla eksik, hep fazlasıyla sönük, hep fazlasıyla başarısız bir kutlama ortaya çıkıyor.
Bir ara Twitter'da bu dramdan söz etmiştim.
Temmuz ve ağustos doğumluların hepsi aynı dertten yakınan feryatlarla yaklaştılar olaya.
O zaman ‘Ağustos ve temmuzda doğan zavallılar için bir parti' düzenleme fikri doğmuştu.
Sanırım o fikri yeniden ele almanın vakti geldi.

Hepsi aynı gecede İstanbul'da yaşandı

İstanbul öyle bir şehirdir ki aynı gecede şunların tümünü yaşayabilirsiniz:
* SAAT 17.00: Atiye Sokak'tan geçerken kameralara yakalanma...
* SAAT 17:30: Tophane'de imam-hatip mezunu birkaç arkadaşla nargile içip muhabbet etme.
* SAAT 21.00: Açıkhava'da ‘Tribute to Miles' konserinde caza doyma...
* SAAT 23.00: Bir terastan İstanbul manzarası seyretme...
* SAAT 24:10: Nahide'de Bülent Ersoy'u sahnede izleme.
* SAAT 01:30: İşkembecide çorba içme...


Bakanlıktan gidenin gözlerinin dolması


Bakan olmak, galiba insana şu türden avantajlar sağlıyor:
· Makam araban, şoförün, özel kalem müdürün, görkemli bir ofisin oluyor.
· Çok meşgul oluyorsun.
· Etrafında bir kalabalık, bütün işleri senin için yapıyor.
· Herkes etrafında pervane oluyor.
· Her an hissettiğin ve hissettirdiğin mühim bir gücün oluyor.
· Ayrıcalıklara sahip oluyorsun ve işin daha fenası bunlara fena halde alışıyorsun. Şimdi söyleyin bakalım:
Bakanlık koltuğunu kaybedenlerin gözleri dolmasın da kimlerin dolsun?
O zaman buradan uzun süredir bakanlık koltuğunda oturanlara ve yeni bakan olanlara şöyle bir tavsiyede bulunayım: Eğer görevi bırakma günü geldiğinde gözlerinizin dolmasını istemiyorsanız... Sakın ha kendinizi bakanlığın sağladığı ayrıcalıklar düzenine fazla kaptırmayın. Hep görevi bırakacağınız günü aklınızda tutun.
Ancak bu şekilde işin sonunda gözleriniz dolmaz.
Dostum Suat Kılıç! Sözüm özellikle sana.

 

Bir haftada neler öğrendim


* Sıcak yaz günlerinde şehirdeki insanın aklı Bodrum'da oluyormuş.
* “Takım tutar gibi” lafı, çok doğru bir lafmış.
* Ne kadar uzun yazılırsa yazılsın hiçbir özgeçmiş bir insanı tam olarak anlatamazmış.
* Kötü bir kitabı sonuna kadar okuyup bitirme takıntısıyla kötü bir filmi sonuna kadar izleyip bitirme takıntısı arasında hiçbir fark yokmuş.
* Sağlık konusundaki evham bazen çok işe yararmış.
* Kilo almak çok kolay, kilo vermekse çok zormuş.



© Copyright 2010 Hürriyet - Doğan Yayın Holding


711 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat