Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Göğsüm daralıyor yüreğim kabarıyor
01/07/2011
Göğsüm daralıyor yüreğim kabarıyor


Vicdanları kanatan mahkeme kararlarını, “yasalara ve mahkemelere saygı” diye savunanları...


Tutuklulara açıkça “suçlu” muamelesi yapanları...
Daha düne kadar “yargı kararları” karşısında en öfkeli haykırışlarda bulunup, bugün “Yargı böyle takdir buyurmuş, ne yapalım” diyenleri...
Haksızlığa uğrayanları, “Geçmişte siz de çok haksızlık yapmıştınız ama...” diyerek susturmaya çalışanları...
Gördükçe...
Göğsüm daralıyor, yüreğim kabarıyor.

Bütün bir ömürlerini “milli iradeye saygı” temasıyla geçirenlerin...
Önleri hep mahkeme kararlarıyla kesilmek istenenlerin...
Siyasi davalar eliyle yok edilmek istenenlerin...
“Yasal ama hukuki değil” cümlesini dillerine pelesenk edenlerin...
“Zulme rıza göstermek zulümdür” ilkesine inananların...
Bugün yaptıkları açıklamaları dinledikçe...
Göğsüm daralıyor, yüreğim kabarıyor.

Sadece ve sadece bir cümlesiyle...
Savaşı bitirecek, suları durduracak, gerginliği sona erdirecek, krizi yumuşatacak, herkesi rahatlatacak olan...
“Muktedir kişi” orada öylece dururken...
Ona hiçbir şey söyleyemeyip ve onu sonuna kadar haklı bulup...
Bütün kinlerini, bütün nefretlerini, bütün düşmanlıklarını...
Uğradıkları haksızlıkları kamuoyuna duyurmak için...
“Yemin etmeme” ya da “Meclis'e gelmeme” türünden eylemler yapanlara yöneltenleri gördükçe...
Göğsüm daralıyor, yüreğim kabarıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu çok mu demokrat?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugün Merve Kavakçı Meclis'e gelse ne yapardınız” sorusuna şu yanıtı vermiş:
“Meclis'in kuralları var, herkes ona uyacak”.

Bu cevaptan şu çıkıyor:
Demek ki bugün başörtülü bir kadın, seçilip Meclis'e gelse, “Ama kurallar var şekerim” diyen CHP'liler...
Kürsüyü işgal edecekler, “dışarı, dışarı” diye tempo tutacaklar, “Burası devlete meydan okunacak yer değildir” diye haykıracaklar, “Bu hanıma haddini bildiriniz” diye çıkış yapacaklardı.

Demek ki neymiş?
Bugün “milli irade”, “demokrasi”, “Seçilmiş arkadaşlarımızı satmayız” diye eylem koyan, yiğitlik yapan, demokrasi savaşçısı pozu takınan Kemal Bey'in de boyasının döküldüğü bir yer varmış.
İş türbana gelince ne demokratlık kalıyormuş ortada, ne de milli irade...
Demek ki neymiş?
Seçilmiş arkadaşları için “yargı kararı” falan dinlenmemesini talep eden Kemal Bey, başka seçilmişlerin önünün kesilmesi için “Meclis kuralları”nı bile yeterli bulabiliyormuş.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Ben artık şuna karar verdim:
Bugünün mazlumu gibi görünen CHP, eğer bir gün kazayla tek başına iktidar olacak gücü eline geçirsin, en büyük zalim olur.

Sanırım bu ülkede bize “mazlumları sadece mazlumken sevmek” gibi bir yükümlülük düştü.

Yemin töreninden ıvır zıvır notları

Milletvekillerimizin önemli bir bölümü “laik” diyemiyor, a'yı uzatarak “laaaik” diyor.
Bazı milletvekilleri ise “egemenlik” yerine “eyemenlik” diyorlar.
“İnkılâp” yerine “inkilâp” diyenlerin sayısı da çok fazla... İkisi arasındaki farkı bilseler, asla böyle bir hata yapmazlardı.
Her yemin töreninde önündeki yazılı metni okuyup geçmek yerine, metni ezberleyerek olayı gösteriye dönüştürmek isteyen çıkar. “Sınıfın çalışkanları”, bu törende de ortaya çıktı.
Kadın milletvekilleri ya çok asık suratlı kıyafetler ya da ortama uygun düşmeyecek denli şen şakrak kıyafetleri tercih etmişlerdi. Ortasını bulduran pek yok gibiydi.
MHP'liler “büyük Türk milleti” ifadesini ne de destansı bir şekilde haykırdılar.
İktidar partisine mensup bazı milletvekillerinin kürsüye çıkarken Başbakan Erdoğan'ı hafif bir baş selamıyla selamlamaları da dikkatlerden kaçmadı.
Ben en çok Sırrı Süreyya Önder, Leyla Zana ve Ertuğrul Kürkçü'nün yeminini merak ediyordum. Onlar da Meclis'e gelmeyince Balıkesir'den sonra ekran önünde hafiften sıkılmaya başladım.

Oktay Ekşi'nin yanılgısı

BAŞLANGIÇTA “Çok heyecanlı bir sınıf başkanı” gibiydi Oktay Ekşi.
Sonra biraz rahatladı.
Meclis'i iyi yönetti, hiç değilse ekstradan bir arıza çıkmasına izin vermedi.
Ama benim takıldığım esas mesele şu oldu:
Oktay Ekşi, yaptığı açış konuşmasında “1961 Anayasası”nı övdü. Şöyle dedi:
“Elli yıl önce hukuk ve siyaset tarihinin en demokratik anayasasını yaptık”.
Kızmaz ve gönül koymazsa Oktay Bey'e şunu hatırlatmak isterim:
“İyi de Oktay Bey, siz Meclis'te hukuk ve siyaset tarihinin en demokratik anayasasını yaparken, Demokrat Partililer de hukuk ve siyaset tarihinin en büyük haksızlığına maruz kalarak zindanlara tıkılmamış mıydı?”

Hep söylerim, yine söyleyeceğim:
Yeryüzünün gelmiş geçmiş en harika anayasasını yapsanız da, o anayasa halkın bütün kesimlerinin katılımıyla yapılmamışsa kimseye bir faydası olmaz.

Mehmet Yaşin'le yemek muhabbeti

HER şey seçim öncesi yaptığım Anadolu gezisiyle başladı:
Balıkesir'de köfte, Eskişehir'de çibörek, Siirt'te büryan kebap falan derken ben oldum hafiften bir Mehmet Yaşin hayranı...
Neredeyse onun gibi Anadolu yollarına düşüp sempatik bir “yerel tatlar avcısı” haline geliyordum ki birileri beni durdurdu.
Neyse...
Bu kadar Mehmet Yaşin muhabbeti yapınca, “İyi insan sözünün üstüne gelir” yaklaşımı bir kez daha gerçek oldu.
Mehmet Yaşin aradı, Hürriyet için benimle bir “yemek röportajı” yapmak istediğini söyledi.
Salomanje'de buluştuk, röportajı yaptık. Sohbet sırasında Mehmet Yaşin'in yemek olayına yaklaşımındaki derinliği ve çok boyutluluğu fark edince kendi kendime “Yemek işi benim sandığımdan da ciddi bir iş” diye geçirdim içimden.
Artık bu konuda daha az mavra yapacağım.

Ergenekon'a dört bakış

ASRIN DAVASI: AK Parti'ye bilinçli bir şekilde oy verenlerin yaklaşımı... Sayıları hayli fazla... Davayı o kadar önemsiyorlar ki, bu dava kapsamında yapılan hukuki hataları falan dikkate bile almıyorlar. Tutukluluğun infaza dönüşmesinden rahatsız olmuyorlar. “Darbecilerle tarihi hesaplaşma” diyorlar, başka da bir şey demiyorlar.

ALAYI YALAN, ALAYI PALAVRA: CHP'ye oy verenlerin çok önemli bir bölümü böyle düşünüyor. Sanıklara “kahraman” muamelesi yapıyorlar. Belgelere inanmıyorlar. Her şeyin AK Parti'nin tezgâhı olduğunu düşünüyorlar. Hükümetin, “darbecilerle hesaplaşma” diyerek mıntıka temizliği yaptığına inanıyorlar.

DAVA ÖNEMLİ AMA: Az sayıda demokratın yaklaşımı böyle... Davayı önemli buluyorlar, darbecilerle hesaplaşmak gerektiğine inanıyorlar ama sonuçta davanın bir parça rayından çıktığına inanıyorlar. Basılmamış kitapların yargılanmasına, davanın ucu açık hale gelmesine, yapılan hukuki hatalara dikkat çekiyorlar.

BEN EKMEĞİME BAKARIM: Ergenekon adı altında ne türden bir hesaplaşma yapıldığından haberi bile olmayanlar... Ergenekon konusunda tek bir cümle bile edemeyecek durumda olanlar... Onlar “Ben ekmeğime bakarım arkadaş, bana ne Ergenekon'dan” falan diyorlar. 

 


© Copyright 2010 Hürriyet - Doğan Yayın Holding


757 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat