Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Mühim değiliz hiçbirimiz
23/06/2011
Mühim değiliz hiçbirimiz


Seçimden önce konuştuk durduk, didiştik durduk, laf alıp laf verdik.

Eski statüko / yeni statüko geyiği yaptık.
Askeri vesayet üzerine laf üstüne laf çevirdik.
“Tutuklamalar cezaya dönüştü” cümlesini ezber ettik.
“Basılmamış kitap” dedik.
“Gazeteciler içeride” dedik.
Tahammülsüzlük diye yakındık.

SONUÇTA NE OLDU

O cümlelerin, o vurguların, o geyiklerin, o muhabbetlerin...
Büyük seçmen kitleleri üzerinde...
‘Olumlu' ya da ‘olumsuz' bir etkisi olmadı.
Neyse...
O kadar da acımasız olmayalım da, “Bir etkisi olmadı” yerine “Pek etkisi olmadı” diyelim.

NEREDEN Mİ ÇIKARIYORUM

İşte bakıyoruz uzmanlara.
Ne diyorlar AK Parti'nin yüzde 50'sini açıklarken?
“Tayyip Erdoğan'ın kitlelerle kurduğu büyülü bağ” diyorlar.
“Hizmet... Hizmet... Hizmet...” diyorlar.
“Yerel yönetimlerdeki başarı” diyorlar.
“Türkiye'nin dünyadaki yeni yeri ve önemi” diyorlar.
“Milliyetçi söylem” diyorlar.

KISACASI...

Mesele seçim sonuçları ise...
Mesele kitleleri etkilemek ise...
Mesele algıları yönetmek ise...
O kadar da mühim değiliz hiçbirimiz.

Hangisini seçersiniz

Geçen gün Twitter'daki yoldaşlara sordum:
Üç seçeneğiniz var:
BİR: İtalyanca kursu...
İKİ: Yemek kursu...
ÜÇ: Dans kursu...
“Hangisini seçersiniz?” diye...
Sonuçları açıklıyorum:
Dans kursu: Yüzde 49.9
Yemek kursu: Yüzde 25.9
İtalyanca kursu: Yüzde 12.9
Bu arada...
“Yemek yapmayı bilen bir İtalyan ile dansa giderim” diyen uyanıklar da çıktı, onların oranı yüzde 6.5...
Ancak ‘diğerleri' kapsamında değerlendirebileceğimiz bir azınlık da seçenekler arasında yer almamasına karşın “Kuran kursu” dedi.

Film gibi

Başbakan Tayyip Erdoğan, beyaz sayfa adına bazı yazar ve siyasetçilere açtığı davayı geri çekmiş.
Ancak dört ismi bundan müstesna tutmuş:
Müjdat Gezen, Yalçın Küçük, Ergun Poyraz ve Oktay Ekşi...
Olaya sinemasal bir anlatımla yaklaşmayı denersek...
Sanırım ‘Affedilmeyenler' güzel bir isim olur.

Stüdyoda öfke

Türk televizyon tarihinde yer alan şu üç görüntü milli hafızamıza nakşolmuştur:
BİR: Medyum Memiş'in öfkeden dilini ısırarak Medyum Keto denilen şahsa elinin tersiyle indirdiği yumruk.http://preview.hurriyet.com.tr/preview/image.aspx?picid=13720487
İKİ: Sevda Demirel'in Hande Ataizi'ye “Ne dedin sen” çat! “Ne dedin sen” çat! sedaları arasında indirdiği tokat.
ÜÇ: Yıllar önce Doğu Perinçek ile Ertuğrul Kürkçü arasında geçen ‘puşt kavgası' ve Kürkçü'nün Perinçek'e “Görürsün Dev-Genç nasıl inermiş beynine” demesi.
Bu üç görüntünün arasına neredeyse bir yenisi ekleniyordu.
Hem de benim yönettiğim programda.
¡
Olay şu:
CNN Türk'te ‘Tarafsız Bölge'de “Ne olacak bu CHP'nin hali” diye tartışıyorduk.
Ekranlarda soğukkanlılığı duruşuyla bilinen SONAR'ın başındaki isim Hakan Bayrakçı, gazeteci Barış Yarkadaş'ın bir ithamına çok sinirlendi.
Sinirlendi ne kelime! Resmen delirdi.
Önce sert sözlerle çıkıştı.
Ardından da Barış'a vurmak üzere ayağa kalktı.
O anda bende oluşan duygu, bir moderatörün penaltı anındaki endişesinden başka bir şey değildi.
Önce “Kısa bir reklam arası” diyerek rezaleti kamuoyu önünden çektim.
Ardından da Hakan Bayrakçı'nın koluna girerek olay mahallinden uzaklaştırdım.
Neyse ki Barış Yarkadaş olgun davranarak meseleyi büyütmedi, Hakan Bayrakçı'nın öfkesi yatıştı da...
Reklam arasında da korkulan olmadı.
¡
Bazı muzır arkadaşlar, “Ne diye reklama girdin, bıraksaydın da biraz aksiyon görseydik” diye takılırken bazıları da kemali ciddiyetle “Reytingi kaçırdın” demesinler mi?
Size bir şey söyleyeyim mi?
Şiddete, kavgaya, bağırış çağırışa dayalı reyting, kısa bir süreliğine parsanın toplanmasına yol açıyor ama çok da uzun olmayan vadede programı da, programcıyı da, televizyon kanalını da yerin dibine batırıyor.
Kısacası...
Potansiyel konuklara sesleniyorum:
Lütfen öfkenizi kontrol etmek için temrinler yapın.

Gazeteciler için seçim yenilgisinden kaçma yolları

BİR: Derhal kendinizi Suriye sınırına atıp orada yaşanan dramları yazmaya başlayın. Böylece ‘AK Parti'nin büyük başarısının nedenleri' üzerine hüküm bina etmek zorunda kalmazsınız. (Bkz: Ece Temelkuran.)
İKİ: “Sırrı Süreyya'yı çok severim, Ertuğrul Kürkçü 40 yıllık dostumdur” falan diyerek BDP'nin bağımsızlarının başarısına yancı çıkın... Böylece yüzde 25.9'un yol açtığı moral bozukluğundan kurtulursunuz.
ÜÇ: Hiç vakit kaybetmeden “Ben aslında AK Parti'nin yüzde 50 alacağını biliyordum” diyerek konuyu ne kadar da öngörülü olduğunuz noktasına getirin. Yenilgi hissini biraz olsun kendinizden uzaklaştırmış olursunuz.
DÖRT: Kullandığınız ya da kullanmadığınız bütün yıllık izinlerinizi alıp ortalık yatışıp sakinleşinceye kadar kendinizi Bodrum köylerinden birinde ıssız bir motel odasına atın.
BEŞ: Konu değiştirin: Mesela ilişki yazılarına başlayın, magazine kayın, “Alaçatı yollarına düştüm” diye başlayan destanlar attırın... Berlin hatıraları, lokantalar, kır gezmeleri, konserler falan... Ankara'dan uzak durun ama!
ALTI: Hiç mızıkçılık yapmadan, herhangi bir mazeret aramadan tıpkı Levent Kırca gibi “Morardık” ya da Çetin Doğan Paşa gibi “Türk halkının şaplağını ensemize yedik” türü bir açıklamayla işin içinden sıyrılın.

Anlayamadığım şeyler

Bir sosyal demokrat, nasıl olur da “Aman baraj altında kalmasın” diye aşırı milliyetçi bir partiye oy verebilir?
Angelina Jolie'nin Hatay'a gelişi neden bu denli abartılır?
Gazetelerin tiraj, kitapların okunma ve televizyon programların reyting oranlarıyla oy verenlerin oranları arasında neden ters ilişki vardır?
Seçimde yenilen siyasetçi, neden çıkıp açıkça “Yenildik kardeşim” demez, diyemez?


© Copyright 2010 Hürriyet - Doğan Yayın Holding


864 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat