Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
İki liberale övgü
21/06/2011
İki liberale övgü


SON zamanlarda “yeni bir liberal türü” ortaya çıktı.

Her akşam ekranlara çıkan, minibüs muavini gibi konuşan, iktidara mutlak itaat eden, CHP'ye çaktıkta çakan, fanatiklikte ve tarafgirlikte ölçü falan dinlemeyen, meslektaşlarını tehdit eden, ilkeleri bir tarafa bırakmış tuhaf tipler...
Üslupları liberallerden ziyade faşistleri andıran bu yeni tipler yüzünden “hakiki liberal aydın tipi”, son zamanlarda epey eza ve cefa çekti.
Tam da “Yok mudur kurtaracak liberal aydının bahtı kara maderini” diye etrafa bakınırken...
İki liberal çıktı meydana...
O iki liberalden biri Mehmet Altan'dır, diğeri Eser Karakaş...
* * *
Geçen cuma CNN Türk'teki Tarafsız Bölge'de...
Mehmet Altan dedi ki:
“Başbakan Tayyip Erdoğan, seçim öncesi MHP'yi barajın altında bırakmak ve milliyetçilerin oylarını almak maksadıyla değişimin dilini terk etti. Dilini eğdi, büktü. Oysa değişimin diliyle çıkmalıydı toplumun önüne... Tayyip Erdoğan'ın seçim meydanlarında kullandığı dilin geçici olup olmadığını ancak zamanla öğreneceğiz. AK Parti, rejimi kendisinin kılmak ve muhafazakârlaştırmak için mi uğraşacak, yoksa demokratikleştirmek için mi uğraşacak? Buna bakacağız.”
* * *
Eser Karakaş'a gelince...
O da aynı programda AK Parti'nin içinde erimeye niyetinin olmadığını, AK Parti ile arasında bir mesafe olduğunu, kendisini AK Parti'ye göre hizalamadığını kanıtlayan cümleler kurdu.
Dedi ki:
“Ben bakacağım: Askeri harcamaları denetim altına alacaklar mı? Muğlalı Kışlası'nın adını değiştirecekler mi? 27 Nisan Muhtırası'nın metnini Genelkurmay Sitesi'nden kaldıracaklar mı? Yüzde 10 barajını kaldıracaklar mı? Siyasi Partiler Kanunu'na el atacaklar mı? Bunlara bakıp yeni dönemi öyle yorumlayacağım.”
* * *
Demek ki neymiş?
Her gördüğün liberal için “Aman canım bırak şu yandaşı” demeyecekmişsin.
“Fanatik tarafgirlilik” üzerinden iş bitiren çakma liberaller olduğu gibi, “ilkeli duruş” üzerinden tavrını koyan hakiki liberaller de varmış.

En beğendiğim yemin metni

OTURDUM, “dünden bugüne milletvekili yemin metinleri” üzerine küçük bir çalışma yaptım.
Elde ettiğim sonuçları açıklıyorum:
-  1924'te milletvekilleri sonu “vallahi” diye biten bir yemin ediyorlarmış. Kayıtsız şartsız millet egemenliğine özel bir vurgu yapan, dili biraz ağdalı, kısa ve net bir metin.
-  1937'de “laiklik” anayasaya girince “vallahi” gitmiş, onun yerine “söz veriyorum” gelmiş. Metin ise dil ve vurgu bakımından aynı kalmış.
-  1961'de yemin metni şöyle olmuş: “Devletin bağımsızlığını, vatanın ve milletin bütünlüğünü koruyacağıma, milletin kayıtsız şartsız egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağıma ve halkın mutluluğu için çalışacağıma söz veririm”.
-  1982'de ise Kenan Evren'in detaycılığı işin içine girmiş. Yemin metni uzadıkça uzamış. “Söz veririm” gitmiş, yerine “namusum ve şerefim üzerine ant içerim” gelmiş.
* * *
Mademki yeminler, kutsallar üzerine edilir ve mademki herkesin kendine göre kutsalları vardır...
Herkesin üzerinde anlaşabileceği bir “milletvekili yemin metni” ortaya koymak neredeyse imkânsızdır.
* * *
Ayrıca “Yemin etmek çok mu gerekli?” sorusunun da doğru dürüst bir yanıtı verilebilmiş değildir.
Bana kalsa “Bırakalım şu yemin işini” derim.
Ama bana kalmaz.
O zaman bir “ehven-i şer” olarak tercihimi söyleyeyim:
1961 Anayasası'ndaki yemin metni, benim en beğendiğim yemin metni oldu.

Sarıgül ile Atiye Sokak'ta

GEÇEN akşam Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'le Nişantaşı'nın trafiğe kapatılan ve neredeyse küçük bir Asmalımescit kıvamı alan Atiye Sokak'ta buluştuk.
Dedim ki:
“Başkan, görüyorsun durumu... Masalar bütün bir sokağı kaplamış durumda. Sokak trafiğe kapatıldı ama masa trafiği sokağı tamamen esir aldı. Aman buna bir çare.”
Olay yeri incelemesinin ardından Sarıgül şöyle dedi:
“Masaların dışarıya çıkması, bir şehrin dinamizmini, enerjisini yansıtır. Fakat Atiye Sokak'ta bu iş abartılmış. En kısa zamanda buraya el atacağım. Bu işi zabıta zoruyla değil, sokaktaki mekanların sahipleriyle görüşerek, onları ikna ederek yapacağım.”
Ben de kendisine “takipçisi olacağım” dedim.

Cemaat falan kalmadı

ESKİDEN seçim zamanı geldi mi, gözler cemaatlere ve tarikatlara çevrilirdi.
Sorular sorulurdu:
-  “Süleymancılar ne yapacak?” diye...
-  “İskenderpaşa Özal'a mı oy verecek?” diye...
-  “Nurcular DYP'ye mi destek olacak?” diye...
-  “Menzil nereye oynayacak?” diye...
-  “İsmailağa Refah'ta kalacak mı?” diye...
* * *
Size bir şey söyleyeyim mi?
AK Parti'nin 9 yıllık mutlak iktidarının ardından...
Artık seçim zamanı geldiğinde “Tarikatlar ve cemaatler kime oy verecek?” sorusunu sormanın pek bir anlamı kalmadı.
Bunun üç nedeni var:
-  BİR: Fethullah Gülen Hareketi hariç bütün cemaat ve tarikatlar eski etkinliklerini kaybettiler.
-  İKİ: Eskiden cemaatler ve tarikatlar, değişik partilerle “bize şu hakları verirseniz size destek oluruz” türü pazarlıklar yaparlardı. AK Parti devrinde bu türden pazarlıklara gerek kalmadı.
-  ÜÇ: AK Parti o denli güçlendi ki, cemaatler ya da tarikatlar AK Parti'nin içinde gönüllü ya da zorunlu olarak erimeyi tercih ettiler.

Anlamsız gibi görünen anlamlı bir soru

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, belediye başkanı olmadan önce İzmir'de Arçelik bayisi idi. Sorum şu:
Acaba Aziz Kocaoğlu, yurt çapındaki Arçelik bayileri arasında “başarı” açısından kaçıncı sıradaydı?
Aziz Kocaoğlu ya da Arçelik yetkilileri, bir kereliğe mahsus olmak üzere ticari sırları falan bir tarafa bırakıp, şu soruya bir yanıt verebilirler mi?

Oradan buradan

-  Canan Arıtman “Seçime Deniz Baykal ile girseydik yüzde 35 alırdık” demiş. Ne dersiniz, kendisine “Canan rakibi ne diye handan edersin” diye seslensek mi?
-  “Yıldızlar geçidi” adlı yaz konserlerinde neden bana ait bir tane bile “yıldız” yok diye sormak isterim.
-  Cihan Ünal'ın Hande Ataizi hakkında Ayşe Arman'a söylediklerini okuyunca bu sefer de “Cihan Ünal'cı” olmayayım mı? Hadi Hande... Sıra sende.
-  Celal Şengör Hoca'nın bütün meseleleri bir tarafa bırakıp “pornoyu reddeden tımarhaneliktir” vurgusu yapması, size de tımarhanelik bir tutum gibi geliyor mu?


© Copyright 2010 Hürriyet - Doğan Yayın Holding


952 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat