Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Savcının elinde oyuncak olmak
22/03/2011
Savcının elinde oyuncak olmak


BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılmasına sıcak bakmadığını açıklarken...


Şöyle demiş:
“Bir savcı, bir başbakan olarak size hissi baksa, hakkınızda dava açsa, ülkenin başbakanı o savcının elinde oyuncak olacak”.
Güzel...
Çok güzel...
* * *
Peki benzer bir cümleyi Ahmet Şık'lar, Nedim Şener'ler, Soner Yalçın'lar için kuramaz mıyız?
Mesela şöyle diyemez miyiz?
“Bir savcı, bir gazeteci olarak size hissi baksa, hakkınızda dava açsa, ülkenin gazetecileri o savcının elinde oyuncak olacak”.
Bu nasıl? Bu da güzel değil mi?
Başbakan savcının elinde oyuncak olmasın da, gazeteci olsun mu?
* * *
Madem “Savcıların elinde oyuncak olmak” diye bir durum söz konusudur. Madem “Savcılara mutlak itimat etmek” diye bir gereklilik yoktur.
Madem “Savcıların olaya hissi bakması” diye bir seçenek hep vardır.
O halde...
Ne diye günlerdir, “Savcıya güvenin kardeşim” diye enselerde boza pişirilmektedir?
Ne diye günlerdir, “Bırakın yargı kararını versin” diye afra tafra atılmaktadır?
Ne diye günlerdir, “Savcıya güven / gerisini merak etme sen” denmektedir?
* * *
Tabii bir de şu var:
Başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri “dokunulmazlık” sayesinde “Bir savcının elinde oyuncak oldum” şarkısını söylemekten kurtuluyorlar.
Peki ya bizim “gazeteci milleti”, savcıların elinde oyuncak olmaktan nasıl kurtulacak? Hadi bırakalım
gazetecileri... Vatandaş ne yapacak?
Var mı bunun bir çaresi?

Kısa vadeli beş plan

BİR: İflah olmaz bir “otelde konfor düşkünü” olarak, yerin dibine sokmanın da, göklere çıkarmanın da sonsuz serbest olduğu “otel yazıları” yazmak istiyorum.
İKİ: Eski pikapların yeni versiyonlarından birini satın alıp plak dinlemeye başlamak istiyorum.
ÜÇ: Nişantaşı'nda başlayan “Shopping Fest / Alışveriş Festivali” kapsamında gecenin birinde alışveriş yapmak istiyorum.
DÖRT: Arabaya atlayıp Tekirdağ üzerinden Çanakkale'ye doğru yola koyulmak istiyorum.
BEŞ: “Büyük ekran var, israf olur” falan demeden eve acilen bir projektör sistemi kurmak istiyorum.

Şu CHP'nin halleri

CHP yöneticileri, oturmuşlar, parmak kaldırıp parmak indirerek oylama yapmışlar.
Neyi oylamışlar biliyor musunuz?
“Fikri Sağlar partiye girsin mi? Gürbüz Çapan'ı alalım mı?” konusunu...
Sonuç?
Fikri Sağlar 10 oyla, Gürbüz Çapan da 12 oyla kaybetmiş CHP'ye girmeyi...
Fazla bir şey söylemeyeceğim.
Sadece Allah'tan akıl fikir niyaz etmekle yetineceğim.

Fatih Çekirge'den çok janti bir cümle

VAKİT gazetesi, Deniz Baykal'ın İklim Bayraktar ile yaptığı telefon görüşmelerinin kaydını açıkladı. (Mücahitlik artık böyle bir şey mi oldu?)
Deniz Baykal da açıklanan kayıtları anında yalanladı. Fakat ben en çok Fatih Çekirge'nin, dünkü yazısında konuyla ilgili yazdığı şu cümleye bayıldım:
“Deniz Baykal, bir kadını böylesine ucuz yöntemlerle zorlamayacak kadar kendine güvenen bir centilmendir”.
Ne kadar zarif, ne kadar şık, ne kadar janti bir ifade değil mi?
Eline sağlık Fatih Çekirge...

28 Şubat'ta kim neredeydi

ZAMAN gazetesinde yazan Abdülhamit Bilici kardeşimiz, “28 Şubat'ta kim nerede duruyordu?” diye bir liste yapılmasını önermiş.
Güzel bir öneri...
Fakat ben bu listenin herhangi bir Zaman yazarına bırakılamayacak kadar önemli olduğunu düşünüyorum.
Çünkü bir Zaman yazarının, “28 Şubat'ta zalimlerin yanında duranlar” listesinde bazı eksiklere imza atabileceğini düşünüyorum.
-  Mesela Ergun Babahan'ı ihmal edebileceklerini...
-  Mesela Hasan Cemal'ı es geçebileceklerini...
-  Mesela “cami ile kışla arasında tarafsız kalanları” hatırlamayacaklarını...
-  Mesela Hasan Bülent Kahraman'ın o dönemde yazdıklarını gündeme getirmeyeceklerini...
-  Mesela Şamil Tayyar'ın 28 Şubat döneminde, 28 Şubat partisi DSP'den adaylığını söz konusu etmeyeceklerini...
Falan düşünüyorum.

Gitti Kemalist yargı geldi yandaş yargı

 “KEMALİST yargı” gitti.
Peki yerine adil, evrensel ölçülere göre karar veren, insan haklarını gözeten, tarafsız, siyasetin üstünde bir yargı mı geldi?
Ne gezer?
“Eski statüko”nun yargısı gitti, yerine “yeni statüko”nun yargısı geldi. Daha doğrusu...
Gitti Kemalist yargı, geldi yandaş yargı...
* * *
Buyurun size bir örnek:
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Kars'taki “İnsanlık Anıtı”nın yıkımını durduran Mahkeme Başkanı'nı, başkanlıktan düz üyeliğe, aynı konuda yürütmeyi durdurma kararını kaldıran mahkeme üyesini ise başkanlığa getirmiş.
Yani?
Başbakan Erdoğan'ın yıkın dediği heykele “Yıkılmasın” diyen hâkim düz üye, yıkımın önünü açan hâkim de başkan yapılmış.
Yeter mi, yetmez mi?
En iyisi bunun cevabını “Yetmez ama evet” diyenler versin.

Böyle İslamcıya can kurban

O öyle bir İslamcı ki...
“Bir Müslüman kapitalist olmaz ama sosyalist olur” diyor.
“Peygamberimizin mülkiyetsiz öldüğünü saklamayın” diyor.
“Yeni zengin Müslümanlar, Allah'a değil paraya güveniyorlar” diyor. “Greve, sendikaya karşı çıkan abdestli kapitalistler var” diyor.
Ve hepsinden önemlisi...
“Öğrenci eylemleri” ile ilgili olarak...
“Namaz kılan iktidar ve servet sahibine karşı, namaz kılmayan itirazcının yanında olurum” diyor.
* * *
Kim mi diyor bunları?
İlahiyatçı İhsan Eliaçık diyor.
Ayrıntılarını okumak, daha yakından tanımak isteyenler Vatan gazetesinin dünkü sayısında Deniz Güçer'in İhsan Eliaçık'la yaptığı söyleşiyi okuyabilirler.
Çünkü orada çok daha fazlası var.



Hürriyet - Doğan Yayın Holding


862 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat