Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Biz hep yanmaya mahkûm muyuz?
15/03/2011
Biz hep yanmaya mahkûm muyuz?


BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, yine yüksek volümlü nutuklarından birini verirken şöyle haykırdı:

“Düşünün bakalım... Kısa bir süre öncesine kadar bazı konularda yazıp çizebiliyor muydunuz?”


Düşündüm.
“Doğru vallaha...” dedim.
* * *
Gerçekten de kısa bir süre öncesine kadar “dokunduğumuzda yanabileceğimiz” alanlar vardı.
Ama artık o alanlara korkusuzca dalabiliyoruz.
- Mesela askere vuramazdık. Ama şimdi vuruyoruz.
- Mesela generallerin ağzının içine bakardık. Ama şimdi bakmıyoruz.
- Mesela Kürt sorununda bir sürü çekincemiz vardı. Ama artık pek yok.
- Mesela İsmail Beşikçi'nin adından bile söz edemezdik. Ama şimdi söz ediyoruz.
- Mesela esaslı bir İsrail eleştirisi yapılmazdı. Ama şimdi yapılıyor.
Yani eski dönemde “dokunma, yanarsın” denilen bölgeler, şimdi “serbest bölge” haline geldi.
Güzel... Âlâ... Hoş...
Çok şükür. Çok şükür.
* * *
Ama durun bir dakika!
Eskiden bodoslama dalamadığımız alanlara şimdi bodoslama dalıyor oluşumuz, her yanımızın bahar bahçe haline geldiği anlamına mı geliyor?
Ne gezer!
Bizim buralarda serazat bir özgürlük ham hayaldir. İşte bakın:
Yeni dönemin “dokunma, yanarsın” bölgeleri de artık oluşmuş durumda:
- Artık Fethullah Gülen'in adını ağzına alanlar, bir değil, iki değil, en az üç kez düşünmek zorunda.
- Artık “cemaat” diyen adama, “bir şeyleri göze almış adam” muamelesi yapılıyor.
- Artık Silivri rüyası görmeden Ergenekon Davası'na iğne batırmak neredeyse imkânsız.
- Artık polis içindeki çatışmalara yoğunlaşmaya kalkmadan önce yakınlarla helalleşmek gerekiyor.
- AK Parti'ye karşı etkili bir muhalefet yapmaya kalktığın anda, ellerindeki “Ulusal Medya 2010” adlı şapşal belgeyi gözüne sokan tiplerle karşılaşman kaçınılmaz.
- Benim açımdan bir sorun yok ama şöyle ağızlarını doldurarak “İrtica geldi kardeş” demek isteyenler açısından artık yollar engellerle dolu...
* * *
O içli Gülden Karaböcek şarkısında “Ne zaman bitecek tanrım bu azap” deniliyordu ya...
Ben de oradan aldığım ayakla...
“Ne zaman gelecek tanrım bütün ifadelerin özgürlüğü” diyorum.
Siz isterseniz Müslüm Baba gibi “İtirazım var bu yalan dolana” da diyebilirsiniz.

Orada olacağım

GENÇLİK günlerimde... Marş söylemekten, slogan atmaktan, eylem koymaktan acayip haz alırdım.
Şu Beyazıt Meydanı'nın dili olsa da anlatsa...
Her cuma nasıl da Amerikan bayrağı yakma ayinlerine koşardım.
Slogan atarak nasıl da meydandaki kuşları ürkütürdüm. Hey gidi günler hey!
Ama işte o günler de geçti. Artık cuma namazlarından sonra Beyazıt Meydanı dalgalanmıyor.
Türban direnişiymiş, Amerikan karşıtı gösteriymiş, İsrail protestosuymuş, Çeçenya'ya bin selam hareketiymiş...
Hepsi demode artık...
Hoş, demode olmasa da bende Beyazıt Meydanı'nda gösteri kovalayacak derman mı kaldı? Dermanı geçtim, heyecan bile kalmadı.
* * *
Gazeteciler, bugün öğle vakti Taksim'den Galatasaray'a ya da Galatasaray'dan Taksim'e doğru bir eylem koyacaklarmış. Sloganlar belirlenmiş, pankartlar hazırlanmış.
Ahmet'e, Nedim'e destek vereceklermiş, özgürlük talep edeceklermiş.
Şöyle bir yokladım kendimi:
“Gitsem mi acaba?” diye...
Fakat kısa bir süre içinde bin türlü “mania” çıkardım kendime...
“Fazla mı angaje görünürüm acaba?” diye işi bir parça korkaklığa vurdum. Sonra bunun pek de şık kaçmayacak bir gerekçe olduğunun farkına varıp, “Ya Aydınlıkçılar eyleme el koymaya kalkarlarsa...” türü bir mazeretin arkasına saklanmaya çalıştım.
Baktım, bu da olmuyor.
“Dermansızlık” meselesini gündemime sokmaya çalıştım.
Fakat bu da yemedi.
“Kalbim orada” diyecektim, “Madem kalbin burada, sen niye burada değilsin birader” diye çıkışacaklara verecek bir yanıt bulamadım. Ve en sonunda...
Şöyle enerjik bir kararlılıkla “Gidiyorum” dedim.
Bunu dedikten sonra bir rahatladım ki, sormayın gitsin.

Aile imamının yararları

- Yaşam koçunuz olur.
- Mevlit okuma, hatim indirme gibi acil ihtiyaçlar belirdiğinde paniklemenize gerek kalmaz.
- İmam nikâhı ihtiyacınızda Hızır gibi imdadınıza yetişir.
- Ateistseniz saatlerce Allah'ın varlığını tartışacağınız bir dosta sahip olmuş olursunuz.
- Dindarlığınız için “Benim dedem de müftüydü” gibi bir dayanağınız yoksa “Benim aile imamım var” deme şansınız olur.
- Bazı zengin aileler, kendilerine birden fazla imam edinerek hava atma imkânı elde etmiş olurlar.
- Alevi vatandaşlarımız “Biz de aile dedesi istiyoruz” diyerek özgürlük alanlarını biraz daha açma fırsatı bulurlar.
- Yemeğe davet edip sofraya imambayıldı koyarak latife yapmış olursunuz.

Derin devlet çöktü

MEHMET Haberal hastaneden alınıp hapishaneye konulmadan, derin devleti çökertmek mümkün olmayacaktı.
Yani bütün iş gelip Mehmet Haberal'ın hastaneden hapishaneye nakline dayanmıştı.
Ve sonunda bu da gerçekleşti.
Gerçi Mehmet Haberal, yine bir üçkâğıt çevirip Silivri'ye nakledilir nakledilmez, bazı organlarını harekete geçirip rahatsızlanmış gibi yaptı ama olsun, sonuçta Silivri'yi kıyısından bucağından tatmış oldu.
Bundan sonra geriye tek bir tehlike kaldı.
O da Mehmet Haberal'ın Ergenekon propagandası yapmak amacıyla öteki dünyaya firar etme tehlikesidir.

Dallas muhabbeti

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, CHP ekseninde gelişen “İklim olayı” ile ilgili olarak “Dallas gibi parti...” muhabbetine dalmış.
“Vaktiyle çok Dallas izlediniz galiba” türünden tatsız göndermeleri bir tarafa bırakırsak...
Diyelim ki...
AK Parti'de tacizli falan bir skandal patladı. Bir vatandaş, televizyona çıkıp AK Parti'nin ileri gelen bir ismi hakkında “Bana iltifatı aşan sözler söyledi” diye beyanda bulundu. Bu durumda biri çıkıp da “Adalet ve Dallas Partisi” dese...
Bülent Arınç'ın hoşuna gider mi? Şöyle demek istiyorum:
İki dakika empatik ol Bülent Abi...


Hürriyet - Doğan Yayın Holding


949 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat