Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ahmet Hakan
Diktatör kollamaca
07/02/2011
Diktatör kollamaca


MISIR'ın Mübarek'i karşısında aslan kesilip de Suriye'nin Esad'ı karşısında kuzu olanlara soruyorum:


-  Suriye'de de Mısır'dakine benzer otoriter bir rejim yok mu?
-  Suriye'de de Mısır'daki kadar sevimsiz olmasa da bir diktatör yok mu?
-  Mısır'da Hüsnü Mübarek görevi oğluna bırakacakmış, böyle şey olur muymuş? Peki Hafız Esad öldükten sonra görevi oğlu Beşar Esad devralmadı mı?
-  Suriye'de de muhalifler zindanlara doldurulmuyor mu?
-  Mısır'da yapılan İslamcı katliamlarından daha büyüğü Suriye'nin Hama kentinde yapılmadı mı?
* * *
Türk hükümeti, Suriye ile geliştirdiği ilişkiler nedeniyle Suriye'deki diktatörü görmemeyi tercih ediyor.
Mübarek'e “Halkını dinle” diye tavsiyede bulunanlar, sıra Esad'a gelince, lisan-ı hal ile “Sen dinlemesen de olur” tavrı koyuyorlar.
Hadi “Hükümetler böyledir, olaylara pragmatik bakarlar” diyelim...
Ve bunu hafiften anlayışla karşılayalım.
* * *
Peki İslamcı aydınlara ne oluyor?
Onlar neden sessiz?
Yoksa artık kendilerini “hükümet sözcüsü” gibi mi algılıyorlar?
Yoksa onlar için de bir “resmi görüş” mü var?
Mübarek'e karşı kalemlerinden kan damlayanlar neden Esad'a da bir çift laf etmiyorlar?
Beşar Esad'ın babası Hafız Esad'ın Hama'yı tanklarla yerle bir ettiği günün yıldönümünde birkaç Mazlum-Der üyesinin dışında neden kimsenin sesi çıkmıyor?
“Mübarek rejimi” nedeniyle hazır konu açılmışken neden laf bir türlü Suriye'ye gelmiyor?

Yeni başlayanlar için selamün aleyküm

MADEM İngilizce konusunda aşırı hassas bir ulusun çocuklarıyız...
Benzer bir hassasiyeti neden Arapça konusunda da göstermeyelim ki?
Ertuğrul Özkök, geçen günkü yazısının başlığında “Esselamün aleyküm” demiş.
Arapçada sözcüğün başına gelen “el” takısı, kelimenin sonundaki okunuşu değiştirir.
Doğrusu “Esselamü aleyküm”dür. Bu arada “Selamü aleyküm” de denmez. Doğrusu “Selamün aleyküm”dür.

Ahlakçıya bakın siz hele

NE zaman içinde alkol, bar, dans falan olan bir olay vuku bulsa...
Vakit adlı gazete hemen taarruza geçiyor. “İşte laiklerin sefahat dolu hayatı” diyorlar.
İğrenç, süfli ve aşağılık bir dille haberler yapıyorlar.
“Kucakta hoplatma” gibi laflara yer verdikleri yorumlar yazıyorlar.
Bütün bunları görünce...
Benim aklıma sadece ve sadece... Bu gazetenin bir yazarının küçük bir kız çocuğunu tacizden tutuklanması ve gazetenin bu yazarı savunmak için yaptığı madrabazlıklar geliyor.

Oğlan yapınca kerata kız yapınca namussuz

HINCAL Uluç oturmuş bir Defne Joy Foster yazısı yazmış.
Defne'nin evli ve çocuklu olmasını diline dolayarak atıp tutmuş.
Olabilir...
Hıncal Uluç tabii ki böyle bir yazı yazabilir.
En fazla kendisini savunma imkânı kalmamış, ölüp gitmiş genç bir kadının ardından böyle şeylerin yazılmasını ayıplayabiliriz, o kadar.
Fakat Hıncal Uluç'un aynı yazıda Kerem Altan için ise gayet babacan bir tavırla “kerata” demesi yok mu?
İşte buraya bir mim koymak en doğal hakkımızdır.
Hani evin hanımı kırınca “Hayırdır inşallah”, hizmetçi kırınca “Kör müsün” derler ya...
Hıncal Uluç'unki de o hesap...
“Oğlan yapınca kerata... Kız yapınca namussuz...”

Müslüman Kardeşler Beyazıt'ta sahne aldı

ÖĞLEDEN sonra saat üç...
“Bakalım Mısır'da cuma namazından sonra gösteri yapıldı mı?” diye televizyonu açtım.
O da ne?
Kelime-i tevhit bayrakları dalgalanıyor, tekbir sesleri ortalığı inletiyor. Sakallılar meydanda...
“Tamam” dedim, “Beklenen oldu... ‘Müslüman Kardeşler' örgütü sonunda meydana çıktı”.
Fakat...
Çok geçmeden mesele anlaşıldı.
Meğer benim izlediğim o görüntüler, Kahire'de Tahrir Meydanı'nda çekilen görüntüler değilmiş.
Meğer o görüntüler, İstanbul'da Beyazıt Meydanı'nda cuma namazından sonra yapılan “Mısır'a destek” gösterisinin görüntüleriymiş.
Yani Kahire'deki “ihvan” temkinli gitmeye devam ederken, İstanbul'daki “ihvan” ayağa kalkmış.

Roman yazmak isteyenlere tavsiyeler

BİR: Hayatınızın gerçekten roman olup olmadığı konusunda mutlaka şüpheye düşün.
İKİ: Tolstoy okuyun, Gogol okuyun... Hâlâ yazmak istiyorsanız, oturup yazın.
ÜÇ: İyi bir reklam stratejiniz yoksa bir daha düşünün.
DÖRT: Yakışıklı bir erkek ya da güzel bir kadın değilseniz yarışa 10 adım geriden başlayacağınızı aklınızdan çıkarmayın.
BEŞ: Aşk hep satar. Aşk yazın. 

Cumhuriyet mitingleri darbe kışkırtması mıydı?

CUMHURİYET mitingleri tabii ki eleştirilebilir.
- Mesela: Toplumun bir bölümünün başka bir bölümüne yönelik tahammülsüzlüğünü yansıttığı için eleştirilebilinir.
- Mesela: Miting meydanına sızan ve o dönem hâlâ zinde olan güçleri göreve çağıranlar açısından eleştirilebilinir.
- Mesela: Kürsüye çıkıp konuşan insanların verdikleri hayli arkaik mesajlar açısından eleştirilebilinir.
Ama çıkıp da “Bütün darbeciler o mitinglerde toplanmıştı” denemez.
Birileri o mitingler üzerinden karanlık hesaplar yapmış olabilir, birileri darbeye zemin hazırlamak istemiş olabilir. O mitinglere katılan yüz binleri bu türden bir hesabın içinde olmakla itham etmek, tek kelimeyle haksızlıktır.




762 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Bir şey yapmalı - 16/03/2016
MUHAFAZAKÂRINDAN solcusuna... Türk’ünden Kürt’üne...
NEŞET ERTAŞ HAKKINDA 10 ŞEY - 26/09/2012
Anadolu'da gönül sözünü 8 farklı şekilde telafuz eden tik kişiydi.
Bir Amerikan İtirafı - 24/04/2012
ADI: Henri Barkey
Bir kez daha aynı soru Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 06/03/2012
FETHULLAH Gülen’in 28 Şubat sürecinde durduğu yeri sorgulayan bir yazı yazdım.
Fethullah Gülen 28 Şubat’ta ne yaptı? - 01/03/2012
ŞUNLARI yaptı: - Ordunun dönemin hükümetinden daha demokrat olduğunu söyledi. - Refah Partisi’nden ayrışmaya çalıştı. - “Ben Erbakan gibi değilim, daha hoşgörülüyüm” mesajı verdi.
İtikatta cemaatçiyim amelde hükümetçi - 24/02/2012
SON tartışmalarda... “Cemaatçi” olmak ile “hükümetçi” olmak arasında gidip geldim. Bazen “Cemaatçi” oldum, bazen “hükümetçi”. Bir karara varamadım.
Müsteşar kurtuldu, peki ya diğerleri? - 22/02/2012
BİR yasa çıkararak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı, özel yetkili savcıların elinden kurtardınız. Böylece... Müsteşar Bey’in tutuklanmasının, çeşitli hoyratlıklara maruz kalmasının, sorgulanmasının, yargılanmasının falan önüne geçmiş oldunuz.
Yemişim AİHM kararını - 18/02/2012
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi... - Ergenekon’un varlığını kabul etmiş. - Tutuklamaları normal kabul etmiş. - Uzun tutukluluğu sorun olarak görmemiş. - Özel Yetkili Mahkemelerin süper adil işler yaptığını söylemiş. - Her şey mükemmel demiş.
İleri demokrasinin bir cilvesi daha - 14/02/2012
TÜRKAN Saylan’ın evi basıldı, “İleri demokrasi” dendi. - Generaller yargılandı , “Kimse yargıya hesap vermekten kaçınamaz” dendi.
 Devamı
Üyelik Girişi
SMMM AYŞE ATASOY

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar39.649339.8081
Euro46.767646.9550
Hava Durumu
Saat