Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Ayşe Atasoy
aysmusavirlik@hotmail.com
İçerde Ben Olmak
14/07/2017

07.07.2017 tarih gün Cuma saat 11:47

Günümüzde ortalık kişisel gelişimci kaynıyor. ne tarafa baksam birkaç tane var.kitaplar yazılıyor,filimler diziler vb. o kadar çok rastlıyoruz ve düşünmeden de edemiyoruz. Bu kadar çok insan ne öğretmeye çalışıyor diye. Mutlaka bir ihtiyaç varki bunlar çoğalarak bir yol tutturmuş gidiyorlar. Müthiş bir furya.büyük bir ekonomik sektör.soyal medya da tv lerde sürekli mutlu enerjik keyifli görünen kişisel gelişimciler…

Yeni teknik bulduk diyorlar korkuları siliyoruz.kötü alışkanlıklardan kurtarıyoruz.öyle vaadler sunuyorlarki kişi istemese de olsa acaba demeden duramıyor.

Vaadedilen bütün bu problemlerin çözümleri için ihtiyaç duyan insanlar ise ciddi anlamda beklentiye giriyorlar. önce kendilerini sorguluyorlar sonra mutlaka kendine dair bir sorunun çözümünün onlarda olduğuna inandırıyorlar kendilerini .gerçekten ilginç, problem bu kadar büyüktü de bu kadar süre nasıl yaşamaya devam ettin.

Sonuçta bir problem var diyorsun. kendinde ki problemin farkındasın da çözümünü dışarda arayışın niye. kendinde var olan adı her ne ise , çözmek için niye kendine bakmıyorsun?

Ortalıkta kendilerine faydaları olmayan yığınla şarlatan diyebileceğim maalesef gerçekten dikkatlice incelediğinizde fotoğraflarındaki ifadeleri, yazdıkları yazılar, yaptıkları proğramlar gerçekten esas amaçları insanlara, bütüne, faydalı olacak bir öğreti olsaydı, bütün bu yaptıklarını zannettikleri buluşlar şifalandırmalarını şova mı dönüştürürlerdi.

Kısacası, ben de bir çok ismi takip ediyorum ve gördüğüm tekrardan ibaret. gelecekten haber veriyorlar,sürekli şu tarih te şu olacak, aydınlanacaksın.çok mutlu olacaksın uyuduğun uykudan uyanacaksın vb.. bir sürü saçmalık dolu vaadler.

Peki bu vaadlere kimler inanıyor itibar ediyor, gerçekten uyanmak isteyen ruhsal olarak zor da olan insanlar mı, diğer kısım insanlarmı,o diğer kısım insanlar çok akıllı olduklarından değil, tam tersi tam bir uyku halindeler.

Bu kişisel gelişimcilere çokta kızamıyorum, kazanç kapısı olarak görmüşler, falcılar var birde acayip cümleler kuruyorlar. korkunç bir hadsizlikle.

Alan ve verenin olduğu, arz ve talebin devam ettiği sürece bu kısır döngü devam edeceğe benziyor.

Evren diye tanımladığımız, kocaman bir bütünü oluşturan, bütün canlıların, hayvanların bitkilerin, insanların, canlı ve cansız varlıkların tamamını oluşturan bir bütünden bahsediyorum.

Bunun sırrını çözmeye çalışan sorgulayan tek canlı insanoğlu.

Etten kemikten, belirli bir fiziksel bütünlük içinde doğan büyüyen, yemek içmek uyumak gibi fiziksel ihtiyaçları ile sevilmek, değerli olmak, sevmek, hissetmek gibi ruhsal ihtiyaçlarını birlikte barındıran insanoğlu. Hayatına devam ederken önce fiziksel ihtiyaçlarını tamamlıyor, bunu tamamladıktan sonra ruhsal ihtiyaçlara doğru yöneliyor, zamanla bakıyor burada bir eksiklik var diyor,fiziksel ihtiyaçlarını karşıladığı için artık onları göz ardı ediyor,doyumsuzlaşıyor.kendi kendini nasıl mutsuz edebileceğini keşfediyor.

tek öğreti hep dışarısı,ne varsa dışarda arıyor,bide çoğu insanda fazlası ile devam eden bir telaş bir karmaşa .ne yaptığını ne yapmak istediğinin kendi de farkında değil.ama şöyle de demeden çekinmiyor.şunuda istiyorum bunuda .ben aslında şunu hakediyorum yada ben bu durumumu haketmiyorum….sürüp gidiyor karmaşa.

Dünyaya geldin ya sen bir bütünün parçası değilsin bütünün kendisisin.

kalp var beyin var.niye çalışıyor bunlar.kalp kanı temizliyor,beyin bütün organlara emir veriyor..ve sen uyuyor uyanıyor yemek yiyor çalışıyor oturup kalkıyorsun seviliyorsun da çokta kıymetlisin, olması gerekenlermi gerçekleşiyor sahiden.olumsuzluğu yaşayanlar peki fiziksel sakatlıkları olanlar, sevilmeyenler, değersiz görülenler peki bunlar da olması gerektiği içinmi bu şekilde yaşıyorlar.

Burada bir denge olması gerekiyor, hayatın tek gerçeği matematik kuralı. 2+2 =4 diyoruz her zaman 4 eder.o zaman insanların hayatındaki bu dengesizliğin kaynağı ne olabilir. niye her zaman 4 olmuyor, niye bir türlü tatmin olamıyor,

Peki bu denge dediğimiz her zaman 4 sonucunu veren olguyu nasıl yakalıyacağız,nerden bulacağız.kimde var bu,o meşhur kişisel gelişimcilerdenmi isteyeceğiz.onlara gidip bende 2 tane 2 var.var ama topluyorum o 4 ü bulamıyorum,hep eksik kalıyor,gel bendeki 2 tane 2 yi topla bana 4 ver diye, dışarısı bu sonucu verir mi.çözüm bumu gerçekten.

2 tane 2 sende ise sonuç olan 4 niye dışarda olsun.bu kadar basit, bu kadar yalın bir matematik kuralı işte hayat.

Hayattan ne istiyorsun talebin ne.tam olarak ne. bunu tespit ettinmi, farkındamısın,sor bunları kendine,ve kendine çok samimi ol lütfen ,hani o sonradan öğretilen dışarının etkisi ile istediklerin mi, gerçek isteklerin.o hiç çıkartmadığın meşhur maskeleride kendi arayışında çıkartmazsan, çok üzgünüm hiçbir zaman sende var olan 2 tane 2 ile hiçbir zaman 4 e ulaşamayacaksın.hep yarım kalacak hep eksik yaşamaya, dışarıya bağımlı kalmaya devam edeceksin.

Hani bütün organlara emir veren o beyin varya,gördüğü öğrendiği bütünü kaydeden,hiç durmadan sana emirler veren bir organımız.işte o sana maske takmayı, olman gerekeni hep o söylüyor,dışarıya seni muhtaç eden,sorunu çıkartan da o, dışarda aratanda o.

o kayıtların yapıldığı yer zihin. Hiç durmuyor bizide durdurmuyor,sürekli tekrarlardan oluşan bir kısır döngü içinde yaşatıyor,sonra dışarda sürekli gördüğün o karmaşalar,mutsuz diğer bireyler,şükürsüz kendini bilmez insanoğlu.

O çok meşhur kişisel gelişimciler varya işte onların sözüm ona uzmanlık alanları zihin.

Sürekli kayıt yapıp,sürekli aynı kaydı yaşatan zinhini sana ait olanı kullanarak kendilerine muhtaç bırakıyorlar. bütün bu kısır döngüde nasıl mutluluk huzur ararsın,aradın hadi bulabilirmisin, mümkünmü,

Birde kalp var. Tek kanser olmayan organımız ve sürekli temizlik yapıyor,kanı temizliyor bilimsel olarak bu tanımlamaları içeren muhteşem organımız KALP.

Kalbimiz, bedenimizin fiziksel devamlılığı için o muhteşem sıvıyı temizlerken başkaca da neler yapabilir,neler mümkün.elimizi kalbimize koyduğuzda ne hissediyoruz.sadece atışınımı,deneyin lütfen.çok basit.dışarıdan gelen bir etken ile kocaman bir sevinç yaşadınız kalbiniz de neler oluyor,çok büyük bir üzüntü yaşadınız  yada, kalp ne diyor.acıyor yanıyor,mutluluktan uçuyor.bir çok duyguyu örneklendirebiliriz.bunlar dışardan gelen etkenler ile gerçekleşenler.

Ya o zihni susturup kalbe kulak versek nasıl olurdu.içerden sürekli bir kıpırtı,huzur hali hep bir gülümseme yüzümüzde, bir anlık kapat gözlerini bırak dışarda neler oluyor boşver bir anlığına sadece kalbine odaklan .duy bak sana ne diyor.sen muhteşem bir varlıksın diyor.

Özelsin çok özelsin diyor,sev herşeyi sev diyor.öyle bir his yayılıyorki sen istesende artık o susmuyor.yayıyor o içerden dışarıya akan güzelliği,bulaştırıyor bütün evrene.sen o sesi bir defa duy yeterki duy.o hiç susmuyacak,ne zaman zihin bir hamle yapsa hemen dur diyecek ona.artık ben varım.ben varım içerde bir ben.dışarısı senin olsun.önemli olan benim.

Öyle güzel bir hane ki burası,işte geldim işte gidiyorum,tüm güzelliklerini yaşadım hissettim,bulaştırdım,ben oldum.var oldum.bütün oldum.****

7.7.2017 saat :13:06( bu rakamı da çok severim)

Sanırım hepsini çok seviyorum.

 

AYŞE ATASOY

 

 



1046 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları